Ben Bu Ocak Ayını Hiç Sevemedim.

Elli küsür yıllık hayatının son on dokuz yılında her yıl, her yirmi ocakta yanındaydım.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Bu sene 20 Ocak diğerleri gibi değil. Olmam gereken yerden on iki saat uzaklıkta, kahverengi bir masada oturmak durumundayım. 

Doğum günün kutlu olsun babam.

Elli küsür yıllık hayatının son on dokuz yılında her yıl, her yirmi ocakta yanındaydım.

Bu sene yanında olamıyorum. Olsun. Varsın uzak olan mesafeler olsun. Babalar ve kızları sadece kendilerine ait bir krallık kurarlar. Orada mesafeler sadece sayıdır. Babalar asla yaşlanmaz ve kızları asla uzaklarda kalmaz.

Aramızda on iki saatlik bir mesafe varken bile kendimi kelimelerle anlatılamayacak kadar güvende hissediyorsam bunun yegane sebebi muska gibi yanımda taşıdığım hatıralar.

Baba demek bu değil mi zaten? Ne kadar uzak olursa olsun “yanında” olabilmek. Kelimenin tam anlamıyla ‘baba’ olabildiğin için teşekkür ederim.

Çok tuhaf bir şey gerçekten, bir insanın kendini tamamen size adadığını, siz mutlu olun diye her şeyi yapabileceğini hissetmek. Minnettarım bunun için.

Yolun sonuna kadar, kim beni bırakıp giderse gitsin, yanımda olacağını bildiğim için teşekkür ederim. Asla düşmeyeceğimi biliyorum çünkü eğer yalpalayacak olursam her zaman sana tutunabilirim.

Her zaman dünyanın en iyi anlaşan baba kızı değiliz belki. Sana o kadar beziyorum ki anlaşmazlıklarımız da bir o kadar büyük oluyor. Fakat her zaman beni dinlediğin için teşekkürler. Bu şekilde çok önemli bir şeyi öğrendim senden. Karşısındakini dinlemek. O kadar az insanın sahip olduğu bir yetenek ki!

Bana kattığın şeyler paha biçilemez. Bana her şeyi kendi kendime yapabileceğimi hissettirdiğin için teşekkür ederim. Ne kadar da büyük bir bilinçle hayata hazırlamışsınız beni. İnişleri ve çıkışları… ayağıma takılabilecek taşları ne kadar da güzel göstermişsiniz bana. Yanımdayken bazı taşlara takılmama izin vererek ne kadar doğru bir yaklaşım sergilemişsin. Dizlerim yaralanırken yanımdaydın. Artık o taşlara takılmamam gerektiğini biliyorum. Bu bilinç için teşekkür ederim.

Her akşam hayatıma dair milyonlarca ayrıntıyı sıkılmadan dinlediğin için de teşekkür ederim. Biraz fazla konuştuğumu biliyorum. Başını ağrıtmıyorum değil mi? Ağrıtsam da söylemezsin zaten. Galiba babalık denen o enteresan olgunun kontratında var bu. Hayatına minicik bir yabancı giriyor ve ne yaparsa yapsın asla şikayet etmiyorsun. 

Benim yaptığım her şeyde bana eşlik etmen ve bundan asla yüksünmemen… Aldığın yaşa rağmen benim yanımda bir çocuk kadar şen olabilmen ve tepkilerimi asla küçümsememen. İçindeki o çocuğu büyütmemeyi nasıl başardın?

Yaramazlıklarıma aşırı tepki göstermedin hiçbir zaman. Enerjimi istediğim gibi boşaltmama izin verdin. Köyde, elimizde plastik kılıçlarla oyun oynadığımız anlar gözümün önünde. Beni erik ağacına çıkarışın… Yaptığım kurabiyeleri, kekleri, yemekleri asla yakınmadan büyük bir mutlulukla yiyişin… Teşekkürler…

İyi ki doğmuşsun yıllar önce. İyi ki benim babamsın. Başka bana öğrettiğin her şey için teşekkürler. Başka bir adam bana bunların yarısını bile veremezdi. Kilometrelerce uzaktan, Konya’dan kutluyorum doğum gününü. Doğum günün kutlu olsun… Daha yıllarca yanımda ol.

Ben büyüyene kadar benimle ol. Ve ben asla büyümeyeyim….

Seni seviyorum.

AYBİKE ELİF AKGÜN

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN