MHP Maarif Müfettişlerinin Sorunlarını TBMM'ye Taşıdı.

MEB ve maarif müfettişlerinin sorunları TBMM gündeminde. Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ, bugün TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında, Millî Eğitim Bakanlığı teftiş sistemi ve maarif müfettişlerinin sorunlarını dile getirdi.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

"MAARİF MÜFETTİŞLERİ ÇÖZÜM BEKLİYOR... "

MEB ve maarif müfettişlerinin sorunları TBMM gündeminde. Iğdır Milletvekili Yaşar Karadağ, bugün TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında, Millî Eğitim Bakanlığı teftiş sistemi ve maarif müfettişlerinin sorunlarını dile getirdi.

YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı teftiş sistemi ve maarif müfettişlerinin sorunları üzerine gündem dışı konuşma yapmak için söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. 

Saygıdeğer milletvekilleri, bir milletin geleceği yeni nesillerini nasıl yetiştirdiğine bağlıdır. Bu nedenle Anayasa’mızın 24’üncü ve 42’nci maddelerinde ülkemizdeki tüm eğitim öğretim faaliyetlerinin devletin gözetimi ve denetimi altında yapılacağı hükme bağlanmıştır. Ülkemizde tüm eğitim kurumlarının denetimi MEB maarif müfettişlerince yürütülmektedir. Bu denli önemli bir sorumluluğu olan MEB teftiş sistemi son sekiz yılda 4 kez değiştirilmiş ancak bir türlü doğru bir yapıya kavuşturulamamıştır. 2016 yılında yapılan son değişiklikle müfettişler arasından mülakatla seçilen 475 müfettiş Bakanlık maarif müfettişi olarak atanmış, kalan müfettişler ise şahsa bağlı kadrolarda illerde bırakılmıştır. Bu mülakatın hukuku olmadığına yönelik onlarca iptal davası açılmış, dava Danıştay İdari Kurullarınca neticelenmiş ve mülakatın tüm sonuçlarıyla birlikte iptaline karar verilmiştir ancak Millî Eğitim Bakanlığı bu yargı kararını uygulamamıştır, Teftiş Kurulundaki muamma hâlen devam etmektedir. 
Millî Eğitim Bakanlığında mevcut durumda hukuki durumları tartışılır 498 Bakanlık müfettişi çalışmaktadır. Bakanlığın sadece kendi bünyesinde 60 bin civarında resmî kurum ve 1 milyonu aşkın personeli bulunmaktadır. Ayrıca Bakanlığa bağlı özel öğretim kurumları da dikkate alındığında, 80 bin civarında kurumun 498 müfettişle denetlenmesi mümkün değildir. 

Denetimin olmadığı yerde devletin koyduğu kuralların bazı kesimlerce ihlal edileceği açıktır. Nitekim, yeterli denetim olmadığı için kaçak dershaneler, kaçak kurslar, kaçak etütler, anaokulları, kaçak öğrenci yurtları faaliyetlerine devam etmektedir. Ayrıca, devletin resmî eğitim kurumlarında da yeterli rehberlik ve denetim yapılmamaktadır. Denetimsizliğin ağır sonuçlar doğurduğu ortadadır. Ne üzücüdür ki denetim, ancak kötü olaylar yaşandığında hatırlanmaktadır. Denetim, sadece bir yurtta yangın çıkıp çocuklarımız yanarak öldüğünde, kaçak bir kursta çocuklarımız istismara uğradığında, bir okulda çocuklarımız şiddete maruz kaldığında, bir öğretmen öğrencisi tarafından yaralandığında, küçük bir yavrumuz serviste unutulup öldüğünde akla gelmektedir. 

Saygıdeğer milletvekilleri, eğitim kurumlarının denetim ihtiyacı varken mesleki tecrübeye sahip müfettişlerimizden sadece 498 tanesinin çalıştırılıp 1.500 civarındaki maarif müfettişinin bu kapsama alınmaması, şahsa bağlı kadroyla il millî eğitim müdürlükleri bünyesinde bekletilmesi izah edilemez bir durumdur. Millî Eğitim Bakanlığı 2018 yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda MEB teftiş sistemindeki başarısızlık alenen ortaya konulmuştur. 498 müfettişle yeterli denetim yapılmadığı belirtilmiştir. Denetim raporunda teftiş sisteminin istikrarlı bir yapıya ve yeterli kapasiteye kavuşturulması gerektiği özellikle vurgulanmıştır. Devlet denetim görevini ihmal ederse bunun ülkemiz açısından telafi edilemeyecek sonuçlar doğuracağı açıktır. Konunun ciddiyetine binaen şahsa bağlı kadroyla illerde bekletilmekte olan 1.500 maarif müfettişinin ivedilikle diğer meslektaşları gibi maarif müfettişliği kadrolarına geçirilmeleri gerekmektedir. 

Bakanlık teftiş sisteminin bir an önce istikrarlı bir yapıya kavuşturulması şarttır. Bunun için Millî Eğitim Bakanlığınca derhâl bir kadro ihdası yapılarak hazırlanacak kararnamenin Cumhurbaşkanlığına sunulması elzemdir. 

Saygıdeğer milletvekilleri, müesses nizamın kurmuş olduğu sömürü düzeninde emperyalist güçler sadece ülkelerin yer altı, yer üstü kaynaklarını sömürmüyorlar aynı zamanda ülkelerin insan kaynaklarını da sömürüyorlar. Bundan dolayı, bizim ülke olarak mutlaka ve mutlaka insan kaynaklarımıza sahip çıkmamız lazım ve bunların eğitimiyle ilgili alınacak kararları ivedilikle hayata geçirmemiz lazım.

Kaynak: Kamubiz

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN