Hayat Muhasebemiz - M. Edip CAFANALI

Hayat Muhasebemiz


Bilinçli olarak uzunca bir zaman ara verdiğim yazılarıma yeniden başlıyorum inşallah. Yazılarım kimlere nasıl, ne şekilde hitap ediyor bilmiyorum ama ben kendi adıma yazmayı, düşüncelerimi paylaşmayı seviyorum. Okumanın insanı bulunduğu zaman ve mekandan farklı alemlere götürdüğüne inanıyorum.

Yazmadığım süre boyunca kendimle konuşmaya çalıştım. Yeri geldi yaptıklarım için yeri geldi yapabilecekken yapmadıklarım için kendime kızdım, yeri geldi kendime doğru yapmışsın dedim. Yıllardır birbirini görmemiş dostlar gibi kendimle dertleştim. Yanlışlarımla, günahlarımla yüzleştim. Kendimi vicdan mahkemesinde savcı olarak hesaba çektim. Nefsimi kınadım kimi yerde, irademe çok ağır laflar ettim. Ağırlaştırılmış müebbet vererek mahkum ettim kendimi gönül hapishanesinde.

Sonra iyi kileri mi hatırladım. İyiki yaptıklarımı, iyi ki söylediklerimi ,beni ben yapan değerlerimi ve kişiliğimi.O kadar yanlış yapmama rağmen kul hakkı yememiş olmamla, boğazımdan haram bir lokma geçirmemiş olmamla teselli ettim kendimi, sevindim. Tanımasam dahi karşımda ağlayan kişiye eşlik edebilecek kadar yufka yüreki olmamı, bir karıncaya basmamak için yolumu değiştirecek kadar merhametli olmamı, sevdiğimde ölünceye kadar sevdiğimi unutmayacak kadar vefalı olduğumu hatırladım sonra. Kendime kocaman yıldızlı bir aferin verdim ilkokuldaki çocuklar gibi sevinerek.

Çocukluğumdan itibaren başlatınca iç muhasebeyi hatırlanacak bir sürü insanın varlığı şaşırttı beni. Müstakil evlerimizde bir daha yaşayamayacağımız komşuluklarımız, arkadaşlıklarımız geldi aklıma. Onlar ne güzel ne samimi insanlardı. Aradaki muhabbette tek sermayemiz doğallığımız ve içtenliğimizdi. Belki varlıklı değildik  elit bir yaşam sürmüyorduk ama kalplerimiz sevgiyi de hüznü de paylaşıyordu ve en önemlisi birlikte mutluyduk. Ben yoktu biz vardı. Gece gündüz kapılarımız açıktı ve hepimiz birbirimize güveniyorduk. Gönüller o kadar değerliydi ki kalp kırmayla bir kişiyi öldürmeyi eşdeğer görüyorduk. Şimdiki nesillerin bu güzellikleri yaşayamaması ne kadar acı.

Sonrasında ilkokuldan başlayarak eğitim ve çalışma hayatımı düşündüm. Ne kadar çok insanı tanıma fırsatı bulmuşum dedim kendi kendime. Bu insanlardan bilerek veya bilmeyerek üzdüğüm, kırdığım, söz verip de yarı yolda bıraktığım var mıdır diye sorguya aldım kendimi. Varsa kendimce özürler diledim, helallikler istedim onlardan başımı öne eğerek anlamsızca.

Sonra iyiki tanıdım dediklerime içten teşekkürler ettim. Bana hayat tecrübesi kazandıranlara, birikimleriyle duruşlarıyla hayata bakışımızı şekillendiren, ufkumuzu açan, kalbimizde sevgi ve umut tohumları yeşerten insanlara, dostlarıma, arkadaşlarıma, yakınlarıma dualar ettim. Onlarda benim için aynı duygu ve düşünceleri paylaşır mı bil(e)mem ama İyi ki varsınız, iyi ki sizi tanıdım dedim kendi adıma. Her daim iyi olmalarını isteyerek esenliklerini diledim tüm kalbimle.

Ve son olarak aklıma usta şair Özdemir Asaf’ın dizeleri geldi aklıma. Ne diyordu şair hayat muhasebesinde:
Sonra çekildim kenara, seyrettim olan biteni,
Baktım kimde ben ne kadarım, kim bende ne kadar kalmış diye,
Geçen ömrüme bir damla gözyaşı akıttım,
Yarısı adanmışlıkla geçmiş diğer yarısı aldanış ile.
Selam ve dua ile…
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
26Ekm

GAZZE ATEŞİ

22Ekm

Dostla Hasbihal 2

11Ekm

Aksa Tufanı ve Gazze

02Ekm
31Ekm

İyilik Bulaşıcıdır!