Güzel Bakmanın Güzelliği - Masal Köşesi

Güzel Bakmanın Güzelliği


Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Dereden geçerken çocuk oyun peşinde. Oyun moyun demeden, Ayşe Kızı görmeden, dedem geldi harmandan, nenem çıktı avludan, o buradan, şu şuradan, ben kaçtım keçinin kucağından. Anam aradı beni, babam çağırdı beni, bir ordan bir burdan gel çık bu işin içinden.

Bir varmış bir yokmuş, çok eski zamanlarda küçük bir köyün ortasında şırıl şırıl akan, masmavi bir dere akarmış. İçinde balıkların bile göründüğü bu derenin suyundan içen bir daha içmek için o dereye gelirmiş. Görenler hayran kalırmış bu dereye...

Gel zaman git zaman bu derenin kıymetli ve çok güzel olduğunu anlayan yakın köyler o suya bir yol yapıp kendi köylerine götürmek istemişler. Tabi bunlar yapılırken suya kimse sormuyormuş. Dere çok üzülüyormuş. Çünkü diğer derelerin suları yayıldıkça ne hale geldiğini duyarmış. Nerdeyse kirlenmeyen çevredeki tek su oymuş. İki köy anlaşmış bile. Su ağlamış, inlemiş. Sesini duyan yalnızca derede yaşayan  yosunlarmış. Su o kadar güzelmiş ki yosunun güzelliğini dereden görürlermiş dereye gelenler. Kirlenirse ona kimse bakmayacakmış. Kendince fikirler üretiyormuş. Yosun, suya  karların erimesini beklediği tam da bu zamanlar olduğunu, onun için suyun bir kaç gün içinde daha da kuvvetleneceğini, işte bunun bir fırsat olduğunu, bir başka yoldan gitmesi için tüm kuvvetini toplayıp şiddetiyle ileriye gitmesini söyledi. Gideceği yolda insanların olmadığını söyledi.

Sabah olmuş,havanın sıcak olduğunu ve yavaş yavaş kar sularının ona doğru geldiğini görmüş. Aynen de yosunun dediğini yapmış. Köylünün açtığı yoldan gitmemek için direnmiş, sanki içindeki tüm canlılar ona destek veriyormuş. Balıklar, yosunlar hepsi... Dere farklı yöne ilerliyormuş. Çok mutlu olmuş. Geldiği yer çok güzelmiş. Bu yine bir köymüş. Yine insanlar çokmuş. Geniş bir çukurda durmuş. Orda yeni bir dere oluşturmuş  Bahar gelmiş. Her yer yemyeşil, o ise o mutluluğun tam odak noktasıymış. Yosun ona insanların onun güzelliğine geldiklerini söylüyormuş. Dere mi çukur mu? Çukur diyen çok korkmuş, dere diyen oturmuş kalmış. Bakmışlar çok güzel, sevapmış güzel bakmak zaten ,
en iyisi, derenin adını ''GÜZEL BAKAN'' deresi olmuş.

Günlerden bir gün yine bu köyde birazcık çirkin ama huyu melek gibi olan Ayşe Kız da oraya gidip derenin güzelliğine bakmaya gitmiş. Bakmış, bakmış hayran kalmış. Dere dayanamamış ''Neden bu kadar baktın? Kimse bu kadar bakmamıştı bana?'' diye sormuş. Ayşe Kız ''Ben kendime bakıyorum biliyor musun, herkes bana bakarken çok çirkin olduğumu söylüyordu. Sana bakınca o kadar çirkin olmadığımı anladım. ''demiş. ''Bana gelen herkes benim güzelliğime bakarken aslında güzel bakmayı düşünerek geliyorlar. Mutlu geliyorlar. Buraya gelirken ünüm önceden gelmişti. Ben ise insanların olduğu yere gelmeyecektim ama geldim. Beni kirletmeye kıyamadılar. Çünkü onların aklında ben güzeldim. Bozulmamalıydım. Öyle de oldu. Güzel gördüler, güzel baktılar. Artık bana bakan herkes  güzel görmeyi öğrenecek. ''demiş.

Ayşe Kız çok sevinmiş. ''Artık kimse beni çirkin görmeyecek o zaman'' demiş. Oradan ayrılmış. Her gün gelip dereye bakarmış. Kendini güzel gördükçe etrafta onu güzel görür olmuş. 

Bir gün  yine bakarken dereye düşmüş. Yosunlara hayran kalmış. Dereyi bu köye getiren yosun ile konuşmuş. Aslında yosunun dereyi o köye getirirken amacı Ayşe Kız'mış. Yosun ile Ayşe Kız konuştukça yosun dünyalar yakışıklısı bir delikanlı olmuş. Aslında delikanlının o hale gelmesinde herkesi güzelliği ile alay etmesinin cezasıymış. Ayşe Kız’a âşık olmuş. Bir ömür mutlu bir evlilik yapmışlar. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine...

Berat BİNGÖLLÜ 
Elazığ Anaokulu 
Okulöncesi Öğretmeni
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
24Eyl

ÇUBUK ALİ

05Ağs

DENİZKESTANESİ.

26Tem

ACIDAN ÖĞÜT

19Nis

Lavanta Çiçeği ve Mutluluk

01Şub

Manolya Kokusu