Değişen Yaşam Kompozisyonları - Recep ÖREK

Değişen Yaşam Kompozisyonları


Zaman çok çabuk geçiyor... Alışkanlıklar, olayları yorumlama ve yordama yöntemleri, analiz ve ilişki algoritmaları değişiyor. Zamanın ruhunu oluşturan parametreler başkalaşıyor. İnsanların olaylar karşısındaki tepkileri doğal seyrin dışına çıkıyor. Yaşamı oluşturan parçalar, ögeler, nesneler ekolojik sistem içerisinde yeni bir kompozisyon oluşturuyor. Tüm bu gelişmeler olurken bireysel ve toplumsal bazda bir sendeleme yaşanıyor mu? Bana göre fazlasıyla...

Hayatın değişen bu kompozisyonu; çok karmaşık ve içinde paradoksal birçok ögeyi barındırıyor. Sistem o kadar karmaşık ki bunu ne teknolojinin hiper gelişmesiyle açıklayabiliyoruz, ne Z kuşağının beklentileriyle, ne de kuşaklar arası iletişimin zayıflığıyla. Her şey iç içe geçmiş, birden fazla anakronik süreci yaşıyoruz adeta. İnsanların karşılanabilir talepleri için kullanılan enstrümanlar yetersizlikten çok değişkenlerin sonsuz dünyasında ya kendini test ediyor ya da ansızın kaybolup gidiveriyor. Böyle olunca insan ilişkilerinde farklı sorunlarla karşılaşıyoruz. 

Toplumun derin geçmişinden süzülen değerler, tutumlar, gelenekler hatta modernitenin tüm argümanları bir çaresizliği yaşıyor. Yeni yaşam kompozisyonu; olabildiğince farklı, bütüncül olmayan, memnuniyetsizlik üzerine inşa edilmiş sanki. Bu durum belli çevrelerin değişeme ön ayak olmasıyla açıklanacak kadar tematik bir formdan çok sanki anonim bir yanı var. Etki mekanizmaları nedir bilinmez ama içerdiği muhteva açısından bir çelişkiler yumağı görüntüsü ağır basıyor. Anonimden kastettiğim ise tüm dünyada benzer sorunların yaşanmasıdır. 

Yeni yaşam kompozisyonunu oluşturan etkenler özellikle gelişmiş ülkelerde daha belirgindir. Yaşam kalıpları hızlı tüketimin dünyasına emanet edilmiş gibi. Her isteğe o kadar çabuk ulaşılıyor ki bir ömürde yaşanılacaklar birkaç yılda hikâyesini tamamlıyor. İnsanlar bir ömre neredeyse bir kaç anlamsız ömür sığdırmaya çalışmaya doğru evriliyor. Yapılacak şeyler orta vadede bitiveriyor. Yeni arayışlar başlıyor.  Bu arayışlar aslında daha önce yaşananların kötü bir taklidine dönüşüyor. Bir süre sonra yaşama nereden başlayabiliriz sorusu kendisine cevap arıyor. Bu durum ister istemez insanları toplumsal normların dışına taşıyor. Bunalımlar, boşanmalar, huzursuzluklar, mesnetsiz arayışlar, doyumsuzluklar…
        
Değişim, dönüşüm, alışkanlıklar, beklentiler insan ihtiyaçlarını karşılamada yeni bir yaşam kompozisyonu inşa etmeyi deniyor. Bu kompozisyon, insanın iç dünyasındaki beklentileri ne kadar karşılar onu zaman gösterecek. Çünkü zaman kavramı da kendini konumlandıramıyor bu yeni duruma. Zamanın ruhu denen mefhum da bir bakıma can çekişiyor! “Ne zaman eski zaman ne de ruh eski ruh.”  Değişimin ana parametreleri bir yarına inşa etmekten çok geçmiş ile geleceğin beklentilerini tersyüz etmeye namzet. Big tech yani dev teknolojinin yol açtığı eşitsizlik ve güçlükler ile salgının oluşturduğu yeni yaşam kalıpları da bu sürece ayrı bir ivme katıyor.
Kısacası, değişen yaşam kompozisyonları kendini test ederken arayışların derin dünyasında da maceralar arıyor…


 

 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
19Nis

KÜTÜPHANEM DAĞILIRKEN

28Şub
21Şub

5 Milyon Kişi Neden Yalnız?

02Şub

Bir Gecede Kaybedilen Yarınlar

10Ara

PISA Neden Önemli?