Ahir zaman peygamberi,Hz. Muhammed (SAV)den bize intikal eden dinin adı İslam, Peygamberinin adı Hz. Muhammed(SAV), Peygamberin (Resulullah) tebliğlerine şahit olanlara Sahabe, Resulullah’ın irtihalinden sonra sahabelerin nakillerine muhatap olanlara tabiin, Tabiinin muhataplarına da tabiini görenler manasında tebe-i tabiîn ,sonrakilere de müteahhirîn denir.
İslâm terbiyesine İman ve İslam bahisleriyle başlanır. İmanın şartları,6; İslam’ın şartları(Oruç, Namaz, Hac, zekât, Kelime-i şahadet) 5 olarak tedris edilir. Günümüz eğitim öğretiminde de durum aynıdır.
Son zamanlarda, bazı zevatın ağzından, İslam’ın şartlarından bahis açarak bu şartların azlığından başka başka şartların da bulunduğundan bahis açarak lafı uzatmaya kem küm gevelemeye çalıştıkları görülmektedir. Bu şartlar Müslümanlık için yetersizmiş.
Bu mevzuda birkaç cümle kurmamın iktiza ettiğine kani olduğumdan şimdi arz ediyorum. İslam’ın şartları (Oruç, Namaz, Hac, zekât, Kelime-i şahadet)nın sıralanma keyfiyeti başından beri de böyle sıralıdır. Eski Türkçe tedrisindeki isimlerini yazarsak bu sıralamanın sırrı faş olur. Savm (Oruç) Salat(Namaz) Hac, Zekât, Kelime-i Şahadet. Bu isimlerin sıralamasının akılda yer etmeye daha uygun olduğu kanaatine sahip olduğumun bilinmesini isterim.
Mezkûr şartların dışında, hırsızlık yapmamak, kul hakkı yememek, yalan söylemek ilh… olmalıymış. Sevap ve günahlar, haram ve helaller zaten tasrihen tadat edilmişlerdir. Müslümanın görevi, sevap ve helalleleri yaşantısına dâhil eylemek, haram ve günahlardan uzak durmaktır. Bu fiiller ferdilik mevkiini genellikle aşmazlar.
Düşündüğümüzde şunları tespit ediyoruz: İslam’ın beş şartı olarak va’z edilen şıkların özelliklerini tespit edince meselenin anlaşılacağını sanıyorum.
İslam’ın şartlarının tamamının, ömür içinde belirli zamanları vardır. Oruç, yılda bir ay, hicrî takvim aylarından Ramazan’da tutulur. Namaz Her gün beş belirli vakitte kılınır. Hac, her yıl belirli bir zamanda eda edilir. Zekât, Her yıl belirli bir zamanda verilir. Kelime-i şahadet. İşte bu çok manidar. İslam itikadına göre beşeriyetten hâsıl olan her çocuk fıtratın icabı İslam üzere doğar. Ergenlikten çıktığında , fıtratını değiştirmeyip tasdik ederse Müslüman olarak yaşar. Değiştirirse dini de değişir. Bunu değiştirmek için de hürriyeti haizdir. Bu yüzden bu ibarenin de belirlenmiş zamanı, çocuğun veya gayri Müslim’in ömründe ilk defa reddetmeyeceği vaadiyle söyleyeceği (Eşhedüenlailaheillallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve Resülühü. “Allahtan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in, Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim.) dir.
Yukarıda mezkûr İslâm’ın beş şartının uygulama zamanları behemehâl belirlenmiş olduğu gibi uygulama şekil ve şartları da kitab ve sünnete mebni belirlenmiştir.
Eklenmesi talep edilen diğer şartlara gelince örnek olarak “hırsızlık yapmamak” gayri Müslimlerce de uygulanabilir hatta hırsızlık yapmayan gayri Müslim vardır. Hırsızlık yapmadığından Müslüman mı sayılacak? Hayır. Kul hakkı yemek da aynı. Yalan söylemek de daha güçlü olarak denebilir ki gayri Müslimlerden yalan söylemek fiilini işlemeyenler daha da çoktur. Bu artırılabilir… Bunlara göre yaşamaları onları Müslüman yapmaz. İlk söylemesi gereken ibareyi söyledikten sonra vaz geçmemek vadiyle diğerlerine de uyarsa Müslüman olur. Şari’ ‘nin beyan ettiği yapılması yapılmaması gereken emirler zaten mevcut. Müslümanlar buna uymakla mükelleftirler.
Demek ki yalan söylemek, hak yememek, hırsızlık yapmamak v.s. sadece Müslüman işi değil. Müslümanlar da bu kötü fiilleri işleme temayülündedir. Bu fiilleri işlemek dinden dışarı olmayı icap ettirmez. Günahlar zümresinden, cümlesine âhil eder. İmanın şartlarına inanmak, iman etmek, İslam’ın şartlarını kabul etmek ve uygulamak grekir.
Bu sebepledir ki İmanın ve İslam’ın şartları esastır.
Tespitlerim göre günümüz Müslümanların sorunu, İtikâdî (imana dair) meseleleri öğrenmemekten doğuyor.
Bu konuları anlatan Kitaplara “Akâid” adı verilmiş. Bu konuyu anlatan akâid kitaplarını şöylece sıralamak mümkün: 1-Fıkhu’l- Ekber 2- Akidettu’t Tahâvîye 3- Nesefî Akâidi 4-Bed’ü’l-Emâlî 5-SEvâdü’l-A’zam.
Değerli okuyucularım. Bu vesileyle Ramazan-ı şerifinizi tebrik eder, hayırlara vesile olmasını diler, sağlık ve selamet niyaz ederim.
