Malatya’da yaşanan sorunlarla ilgili muhatapların çözemedikleri problemlerin ağırlığına dönük ulaştırdıkları metnin sayfamda paylaşılması taleplerine sessiz kalıp, kalmama ikilemi içinde, ilgili ve yetkililerin haberdar olup da çözüm yönünde irade kullanılabileceğine dayalı virgülüne dokunmadan paylaşıyorum.
"Sevgili kardeşim, bu konuyla ilgili yazmak ve yazmamak arasında günlerdir gittim geldim. Sonra iç sesimle dedim ki senin düşündüğünü bu mağdur kardeşlerim, hepimizin paydaşı konumunda olan bu asil halk düşünemiyor mu?
Bu necip millet, bu asil halk ki 1 saat içinde evini işini, eşini bırakıp Türkiye meydanlarını dolduracak kadar düşünceli ve şehit olmak için gözünü bile kırpmadan tankların üzerine çıkacak kadar da cesur civan mert bir millettir .
Konu çok ama anlatabildiğimce bir iki konu hakkında naçizane fikir beyan etmek istiyorum.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra bazı yöneticiler özellikle belediyeler sanki hep birlikte anlaşmışlar gibi iş yavaşlatma eylemine mi girdiler bilinmez.
Amaçlarının hükümeti cumhurbaşkanını iş yapmayan duraklama dönemine girmiş bir hükümet portresi çizerek kötülemek , algı oluşturmak olduğunu anlamamak mümkün değil.
Son zamanlardaki cam filmi yasaktı-serbestti karmaşası da bu algının bir parçası diye düşünmemek elde değil.
Bu ve buna benzer uygulamalar halkın gözünde devleti biçare istikrarsız gösterme algısı oluşturmak değil mi?
Gelelim asıl meseleye kentsel dönüşüm adıyla uygulamaya başlanan , halis bir niyetle yola çıkılmış uygulamayı, basiretsiz taşeron veya komisyonların nasıl ellerine yüzlerine bulaştırdıklarını yorumsuz ve tüm çıplaklığıyla anlatacağım….
En yakından bildiğim takip ettiğim Malatya da TOKİ’nin 2016 da teslim ettiği konutlarda her dairede binlerce ah işitiyoruz.
İşçiliğin berbat olduğu, üst komşunun banyo suyunun alt komşunun banyosundan aktığı, bir konut hayal edin…..
Asansör arızaları mı? dersiniz , elektrik arızaları mı ?dersiniz yoksa 6 ayda toprağa dönen çim alanlarını mı ? ya taşeron firmada muhatap bulamayan halkın,firma işçilerine rica minnet yaptırılmaya çalışılan tamiratlar.
Bozuk tv yayını sistemleri… ya yaklaşık 45 derece eğimli yollar….
Yada tefe- tüfe farklarından dolayı gün geçtikçe artan kentsel dönüşüm mağdurlarının ödemekte zaten zorlandıkları ev taksitleri..
Daha bir kaç gün önce sayın cumhurbaşkanımızın söylediklerini aynen alıntı yapmak istiyorum “Toplu konutta özgür mimariyi, yerel mimariyi hayata geçirmenin gayreti içindeyiz. 2011 yılına geldik, 500 bin konutluk hedef aşıldı. Şimdi 2013’e kadar ikinci bir 500 bin hedefi var. Bu hedefi de aştık ve toplamda diyoruz ki; 1 milyon 200 binlik bir rakama doğru gidelim….“Geçmişte hem yeterli imarlı alanın olmayışı hem de merkezi yerlere yönelik aşırı talepten dolayı yüksek bina ihtiyacı makul görülebilirdi. Artık dikey yapılaşmadan yatay yapılaşmaya geçmemizin zamanı gelmiştir.”
Keşke cumhurbaşkanımız bu sözleri Malatya kentsel dönüşüm projesi başlamadan önce söyleseydi de. Tek katlı müstakil evlerde yaşayan insanları Malatya mimarisine uygun olmayan 13 katlı 26 dairelik bloklara yerleştirip uyum sorunları yaşatmasaydık…
Yerel mimari projesi uygulanabilseydi. Özellikle Malatya Fırat mahallesi ve Beydağ’ı mahallelerinde TOKİ evlerine yerleştirilen halkın ekonomik durumunu göz önüne alsaydık….
Tümü fakir ve güçlükle evlerine ekmek götürmeye çalışan bu vatandaşları şimdi bir devlet bankasına ev taksiti ödemek sıkıntısı ile gece gündüz yaşatmasaydık
Bu eksiklikleri fırsat bilen şer odakları bu konu üzerinden seçim kampanyalarını başlattı bile…
Sayın cumhurbaşkanımızı bu konuda bilgi sahibi yapmak ve bu vatandaşlarının sıkıntılarının çözülmesi için de bir talimat vermesini dört gözle bekliyoruz. buradaki halk cumhurbaşkanımıza sesini duyuramadı. buralar Malatya ‘nın fukaraları değil de elit insanlarının yaşadığı bir bölge olsaydı mimari peyzaj ve belediye hizmetleri böyle mi olurdu..
Yaklaşık 4000 den fazla kentsel dönüşüm zadeyi buraya yerleştiren Malatya belediyesi ne hikmetse bu kocaman yaşam alanına neden bir ekmek kulübesi yerleştirmeyi çok görmektedir. Burada bir iki özel girişimci olmasa bu halk toptan aç kalacaktı…
Buradaki 4000 den fazla ev sahibi bir kaç ekmek almak için 2 km yol yürümektedir.
Anlamadığım bir şey var hangi yönetici olursa olsun cumhurbaşkanı uyarana kadar sistemlerini kendi akışında yürütürken bakıyorum, Cumhurbaşkanımız bir aksaklığın düzeltilmesi için talimat verdiğinde onunla ilgili en üst kademeden en alt kademeye kadar “evet bu yanlış bir uygulama düzeltelim “diyorlar.
Milli birliğimize ve bütünlüğümüze yönelik oynanan dışarda ve içerde bu kadar oyunun içinde Cumhurbaşkanımız ve hükümet nasıl fırsat bulsunda böyle basit bir olayla ilgilensin ki ?
Bu Alt kadroların işi değil mi? .Cumhurbaşkanımız defalarca söyleme bulunmadı mı? Halkın ayağına gidin .demedi mi?
Allah aşkına ne zamana kadar cumhurbaşkanı fark edecek ve talimat verecek ki ve yanlıştan dönüp değişimde bulunacaksınız..
Anlıyorum ki cumhurbaşkanımız terörle mücadeleden ,halka hizmete kadar yalnız bırakılmaya mı? çalışılıyor .,
Bu halkı yıldırma çalışmaları, reise karşı 2019 seçimlerine yönelik bir kirli oyun planının uygulandığı anlamına gelimiyor mu?"
Saygılarımla