Dünyanın bütün ülkelerindeki masum insanlarının ölümüne ve yaralanmasına neden olan devlet veya bireysel terörist saldırılarını, bir Müslüman olarak şiddetle kınıyorum. İslam dini sevgi, merhamet, hoşgörü ve barış dinidir. Allah mukaddes kitabımızda güzel ahlakı emreder. Yüce Allah Kur’an da sayısız ayette, barışı, güvenliği, insan öldürmemeyi, herkese karşı adaletli olmayı, zulme asla rıza göstermemeyi, zalime karşı mazlumun yanında yer almayı, kul hakkından korunmayı emretmektedir.
Maide Suresi, 32. Ayette Rabbimiz “ kim bir insanı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur, Kim bir insanı ölümden kurtarırsa bütün insanları ölümden kurtarmış gibi olur”. Diyor. Bakara Suresi, 60. Ayette Rabbimiz “Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın” diyor.
Yine Şura Suresi, 42.Ayette “Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere tecavüz ve haksızlıkta bulunanların aleyhinedir. İşte bunlara acıklı bir azap vardır. Diye emrediyor”. “O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır”(Araf Suresi, 56 ).İslam’ı az da olsa bilen bir Müslüman Allah'tan korkar, devletine, milletine, insanlığa hangi din, ırk ve mezhepten olursa olsun en küçük bir zarar veremez. Yolda yürürken karıncayı bile ezmemeye çalışır. Allah'a ve ahiret gününe inanmayan insanlar ise, her türlü kötülüğü yapar.
Savaşa gidecek askerlere Osmanlının da yüzyıllarca uyduğu ve uyguladığı peygamber buyruğu olarak “masumları kadınları, çocukları, havralara ve kiliselere sığınanları ve size silah çekmeyen hiçbir kimseyi öldürmeyin, ekili arazileri çiğnemeyin, ormanları yakmayın” İslam zihniyeti bu gün de etkisini sürdürmektedir.
Din değiştirmeyi kabul etmediklerinden, İspanyadan sürülmüş Yahudileri, Osmanlı Devletinin kabul etmesini sağlayan anlayış İslam’dan kaynaklanmamış mıdır? Hal böyle iken günümüz Müslümanına ne olmuştur da teröre bulaşmıştır veya bulaşmaktadır?
ABD korkunç ve durdurulamayan bir savaş makinası haline dönüşmüş başta İsrail in güvenliğini sağlama ve petrole sahip çıkma gibi nedenlerle. İslam dünyasına karşı on yıllardır (bilhassa tek kutuplu dünya düzeninden, yani SSCB’nin dağılmasından sonra) sistematik bir Haçlı savaşı başlatmıştır. Uyduruk bahanelerle Irakta, Afganistan’da, Suriye’de, Mısırda, Libya’da Filistin’de, 12 yıl süren İran-Irak savaşında İran ve Irakta, Pakistan’da… Milyonlarca Müslümanı şehit etmiş, Yüzbinlerce Müslümana tecavüz edilmiş ülkeleri harabeye çevirmiştir. ABD, plajda oynayan çocukları katleden İsrail hakkında soruşturma açılmasına bile tahammül edememiştir. Zalim her dem zulmediyor. ABD Uluslararası kuruluşları şu veya bu yolla kontrolüne almış, Adalet kalmamıştır. Mazlumun gözyaşını silen yok. İslam coğrafyası inim inim inliyor. Ülkemizi sürekli fitneler çıkararak bu kanlı pazarın içine çekmeye çalışıyorlar. Bu ahval, bazı zayıf kültür, iman ve iradeli Müslümanları tahrik ederek maalesef refleksif bir saldırganlığın ve terörün içine sokmuş, adaleti masum insanları öldürerek sağlama tepkisel davranışına yöneltmiştir. Sonuçta bu zihniyet, Kaybedecek bir şeyleri kalmayan insanları radikalleştirmeye başlamış, İŞİT ve Taliban gibi örgütlerin doğmasına neden olmuştur.
Bu gün yeryüzünün her köşesinde akan kanın sorumlusu ABD’nin İsrail endeksli adaletten uzak yanlış politikalarıdır. Bu politika değişmezse daha çok İŞİT ve Talibanlar doğacak, bombalar patlayacak İslam coğrafyasındaki gibi masum insanlar ölecektir. İşin ilginç boyutlarından birisi de Batılı devletlerin, ABD güdümlü zulüm, tavır ve politikalarına karşı halklarının gösterdiği demokratik memnuniyetsizlikleri de gittikçe artmaktadır. Çözüm Başta Filistin’e demokratik bir devlet kurma hakkı tanınması, milletlerin kendi kaderlerini belirleme hakkına saygı duyulması, herkese adalet, insan hakkı ve demokrasi zihniyetinin kabul ve uygulanmasındadır.