EDİTÖR

ÇAY

EDİTÖR

ÇAY

         Çay şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir derler. Doğru lakin eksik. Çay bir içecektir ve aynı zamanda bir hayattır, alışkanlıktır, dosttur…

         Dost meclisinde muhabbettir çay. “Kalkma, birer çay daha içelim!” cümlesindeki doyamamaktır. Dostun yüzündeki gülümsemedir çayın parmakları haşlayan sıcaklığı. Kokusu muhabbettir. Rengi, bitmeyen sohbetlere gebedir. Çokluktur çay. Dostla çift bedende tek ruhsak şayet, o lal; ancak hayat sıvısı olabilir. Ve eğer sevilenin elinden içilmekteyse abı hayat olur. Can olur, kan olur, can katar cana...

Birine çay sunmak, yüreğinin sıcaklığını avuçlarına dökmektir. Belki de bu yüzden misafire her daim çay ikram edilir. Ve çaysız bir muhabbet asla oturmaz.

         Zarafettir çay. İnce belli bardağın kıvrımlarındadır estetiği. Kaşığın incecik cama değerken çıkardığı çınlamadır. O çınlama bir sevgilinin kahkahasıdır.

         “Günaydın”dır çay. Güneşle bir olur aydınlatır geceyi. Çay olmadan soğuktur sabah güneşi, Kimsesizdir, yalnızdır. Kimisi “Günaydınım, nar çiçeğim, sevgilim” diyemez de “Gel haydi, çayını doldurdum…” diye gülümser.
         Ve gecenin ayazında çay, sığınaktır. İçilen her yudum gönlünden başlayarak ısıtır insanı. Yalın halin o gizli güzelliğidir. Parmaklar sıcacık bir bardak çayı kavramışsa karanlığın soğuk nefesi bile dokunamaz insana. Çay, Çalmayan telefonun, aramayan dostun, insan ruhunu dolduran zehirlerin tek panzehridir. Önce dudaklarını yakar, sonra boğazını sarar. Geçtiği her yeri kendine özgü ateşiyle temizler.

         Dünya üzerindeki tüm saflığın damıtılmış halidir çay. Birine çay ısmarladığınızda onu sımsıkı sarmış olursunuz. Bir kötülük gelmez ellerinizden. Ekmek ve tuz hakkı kadar önemlidir “çay hakkı”. Kimse çayın hatırı için kırk yıl ömür biçmemiştir. Çayın hatırı, bir çocuğun kahkahası sizi gülümsetebildiği sürece geçerlidir.

 

         Kalkma, otur cananım! Birer çay daha içelim!

Yazarın Diğer Yazıları