Kadim okuyucular tekrara düştüğümü sanmasın. Bazı tekrarlar faydalı olsa da ben yine konuyu farklı bir yere bağlayacağım.
Lütfen, az sabır…
Zihnime nakşettiğim birçok paradoks vardır. (Paradoks, görünüşte doğru olan bir ifade veya ifadeler topluluğunun bir çelişki oluşturması kendi içinde çelişki barındırmasıdır.)
Bunlardan biri, Giritli Epimenides’in, kafa yorayım derken şalter attıran türden, ölümsüz bir ifadesidir.
“Bütün Giritliler yalancıdır.”
Eğer, Girit halkı gerçekten yalancıysa; kendisi de Giritli olduğuna göre o da yalancıdır. Yani kendisinin söylediği cümleler de yalandır. Dolayısıyla Giritliler yalancıdır cümlesi geçersiz kalır ve kendisini çürütür. Cümlenin doğrusu; bütün Giritliler doğrucudur olmalıdır. O zaman da söylediği doğru olur ve bütün Giritliler yalancıdır kabul edilebilir. Böylelikle yine çelişkili bir sonuç çıkar.
Sonuç olarak, bir önerme hem doğru hem yanlış olamaz.
İslam düşünürleri paradoksal ifadeleri farklı bir şekilde ele alır ve tartışırlar.
Teftâzânî’nin “sağır kök yanıltmacası” adını verdiği ve Giritli Epimenides’in ifadesini çağrıştıran “Şimdi söyleyeceğim söz doğru değildir” cümlesi de çözümleme açısından alimleri şaşkınlığa düşüren bir ifadedir.
Teftazani’ye göre, ortaya konulan bu paradoks birbiriyle çelişen iki şeyin (iyi ve kötü) bir şeyde birleşebileceğinin ispatıdır.
Ona göre bir kimse, “Yarın yalan söyleyeceğim” dese bu sözün doğru ise doğruluğundan dolayı iyi, yalan söylemeyi gerektirdiği için kötü olması, eğer yalansa yalan olduğu için kötü, yarın yalan söylememeyi gerektireceği için iyi olması gerekir.
*****
“Sağır kök yanıltmacasının bir benzeri geçenlerde memlekette husul etti.” dedi Sakallı Mustafa ve devam etti…
“Elazığspor Olağanüstü Genel Guruluna katılan CHP Elâzığ milletvekili Gürsel Erol gonuşmasında “Elazığspor’a siyaset karışmasın.” “Kimse Elazığspor üzerinden siyaset yapmasın” dese, bu sözün doğru ise doğruluğundan dolayı iyi, ancak kendisinin orada bulunup siyaset yapmasından dolayı kötü olması gerekir.
Ayrıca,
Genel Gurul Divan başganlığına hukukçu kimliğiyle Cengiz Gülaç’ın seçilmesi iyi, ancak anayasanın eşitlik ilkesini göz ardı ederek milletvekili Gürsel Erol’a ilk sırada söz hakkı vermesinin kötü olması gerekir. Benzer şekilde spor akademisyeni Sebahattin Devecioğlu’nun kayyum başkanlığına uygun görülmesi iyi, ancak büyük mucit Cezeri’nin teori ile uygulama ilişkisini son derece zekice ifade ettiği “denenmeyen her bilgi, doğru ile yanlış arasında bir yerdedir” sözüne binaen uygulamadaki başarısızlığı ve basiretsizliği açısından kötü olması gerekir. Yine aynı şekilde Sanayi ve Ticaret Odası yetkililerinin tahtayı açma hususundaki katkıları ve başarıları iyi, ancak yeni bir yönetim oluşturma hususunda uygulamadaki başarısızlıkları ve basiretsizlikleri açısından kötü olması gerekir.
Bir de gardaşıma diyem, Nasrettin Hoca’nın “bana damdan düşeni bulun!” misali sayın Selçuk Öztürk’ün yeniden Elazığspor’un başkanlığına seçilmesi iyi, ancak yeniden damdan düşme ihtimalini taşımasının kötü olması gerekir. Eski başkanlardan Necati Erdem’in ise kongreye katılması iyi, ancak bir önceki kongrede kendisinin adaylık başvurusunu geçerli kılmamak adına ikazlarda bulunduğunu açıkça beyan eden Selçuk Öztürk’ü ekibiyle birlikte gelip desteklemesinin kötü olması gerekir.
Hülasa;
Nenemin yoğurt getirmesi iyi, ancak pisiğin burnunu batırması, amigo Burhan’nın işkembeden sallaması…