M.  Edip CAFANALI

Malatya, Malatya Bulunmaz Eşin…

M. Edip CAFANALI

Tarihsel süreç olarak milattan önce 7000 yılında iskana başladığı tahmin edilen Malatya 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 depremlerde en ağır darbe alan şehirlerden biri oldu.Can ve mal kaybı açısından değerlendirdiğimizde Hatay ve Adıyaman'dan sonra Malatya depremin en çok etkilediği üçüncü ilimiz oldu. Toplamda 50.583 kişinin vefat ettiği değerlendirilen bu vefatlardan yaklaşık iki bine yakını Malatya'da ikamet eden vatandaşlarımızdandı.
Depremin yaşanan can kayıplarından sonra şehre en büyük zararı mevcut yapılara oldu. Malatya'nın mevcut yapı stoğunun  % 70'i yaşanan depremle ya yıkıldı ya da ağır hasarlı olarak yıkılmayı bekliyor. 

Ekim ayının ilk haftası itibariyle Malatya valisi yıkılan bina sayısının 9.200, yıkılacak bina sayısının 36.850 olduğunu,yıkım oranının yüzde 33 olduğunu ifade etti.Depremin şubat ayında gerçekleştiğini hatırlayacak olursak sekiz aylık süreçte yıkım oranının yüzde 33 olması yıkım çalışmasının çok yavaş ilerlediğini göstermekte. 
Her ne kadar yerinde ayrışım olmayacağını ayrışımın şehir dışında yapılacağını Vali bey ifade etse de mevcut uygulamada bina enkazı üzerinde ayrışımın yapıldığı, zaten yıkım esnasında yeterince su kullanılmamasından dolayı şehirde oluşan hava kirliliğinin enkaz üzerinde ayrıştırma çalışmalarıyla birlikte Malatya ülkemizin en hızlı hava kirliliği artan şehirler arasında ilk beşe girmiş durumda. İnsanlar sokakta yürürken, işe ya da okullarına giderken korkunç derecede bir toz sirkülasyonuna maruz kalıyorlar. Özellikle yıkımın gerçekleştiği sokaklardan geçenler sanki inşaatta çalışmış gibi elbiseleri ve vücutları toz içinde kalıyorlar. Bilim adamları yaşanan bu hava kirliliği ile birlikte enkazlardan etrafa yayılan,son derece kanserojen bir madde olan asbestin solunum yoluyla vücuda girmesi durumunda başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara neden olacağını belirtmekteler.

Malatya'da bu denli büyük bir yıkımın olma sebeplerini iyi anlamak, yapılan hataların sebeplerini sorgulamak gerekiyor. Benim de içerisinde ikamet etmekte olduğum Malatya'nın en güzel semtlerinden birinde daha bir yılını doldurmamış yeni binaların depremde yerle bir olması zemin, inşaat yapımı, denetim gibi birçok alanda sıkıntı olduğunu göstermektedir. Yıllarca zar zor yaptıkları birikimleriyle daha borcunu ödemeden aldıkları evlerinin (ki eğer şanslılarsa aldıkları ev kendilerine mezar olmadan) bir enkaza dönüşmesinin hesabını sorumluları mutlaka vermelidir.Müteahhitinden mimarına,yapı denetimcisinden bürokratına kadar bu olayda ihmali,yanlışı olan kim varsa hesabını vermelidir. Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğunu düşünürsek eğer yapılan yanlışların üzerine gidilmezse tarih tekerrür etmeye devam edecek ve aynı acıları yaşamaya devam edeceğiz.

Yaşanan depremin ardından şehirdeki yapıların büyük zarar görmesi nedeniyle diğer deprem illerinde olduğu gibi Malatya'da da büyük bir barınma sorunu ortaya çıktı. Sağlam evlerin azlığı kira fiyatlarını yükseltirken elektrik, su ve doğalgazda yaşanan sorunlar insanları çok zor şartlar altında yaşamaya zorladı. İnsanlar depremden sonraki 6-7 ay boyunca  evlerinde içme suyu kullanamadılar. Yaşanan her artçı deprem şehrini terk etmek istemeyen insanların direncini kırdı.Bunun sonucunda peyderpey üç yüz bin insan Malatya'yı terk etmek zorunda kaldı.Birçok kamu çalışanı ailelerini başka bir şehre yerleştirip tekrar Malatya'ya dönerek zor şartlar altında görevlerine devam ettiler. Bu arada hemen şunu belirtmek isterim ki daha önceki zor zamanlarda nasıl büyük bir millet olduğunu gösteren halkımız bu büyük afetlerde de ne kadar yardımsever kadirşinas bir millet olduğunu yine gösterdi. Ailemi götürdüğüm Ordu'da tanıştığım Cemil hocam bana “Depremin olduğu gece biz hemen ihtiyaç olabilecek ne varsa tedarik edebilmek için sabah olmadan marketleri dükkanları açtırarak kamyonları yola çıkardık.” dediğinde depremdeki sıkıntıları çekmiş biri olarak çok duygulanmıştım. 

Yollarda üzerlerinde isimleri yazılı valiliklerin, kaymakamlıkların, vakıfların,derneklerin araçlarının son sürat deprem bölgesine gittiklerini gördüğümde böyle bir milletin parçası olduğum için Allah'a şükür ettim.

6 şubatta yaşanan deprem felaketi eğer başka şehirlerde yaşanmış olsaydı eminim ki Malatya'nın, Adıyaman'ın, Hatay'ın güzel insanları da deprem mağdurları olan kardeşlerine aynı şekilde yardımcı olacaklardı.

Türküde geçtiği gibi Malatya,Malatya bulunmaz eşin.Bu zor günlerde geçecek ve eski güzel günlerine geri döneceksin.Ayla güneşinde yine coşacak gençler.Yine Kernek’e gelmeye yemin edecek senden uzakta hasret çeken sevdalıların.

Son olarak zor zamanlarımızda yanımızda olduklarını her daim hissettiren sonsuz minnet duyduğum Ordu’da evlerini ve gönüllerini bize açan doktor Erkan Aksoy kardeşime,asistanı Gizem hanıma,ev sahibimiz Elif hanıma,Cemil hocama ne kadar teşekkür etsem azdır.Yine bu zorlu süreçte destekteklerini esirgemeyen, yanımda varlıklarını her daim hissettiren üniversite yıllarından beri iletişimimizin devam ettiği İstanbul’da ikamet eden benim için arkadaştan öte kardeşlerim Mustafa,Deniz ve Rıdvan’a şükranlarımı sunmak istiyorum.İyi ki varsınız.
Selam ve dua ile…
 

Yazarın Diğer Yazıları