Masal Köşesi

Mutlu Çocuk Bahçesi

Masal Köşesi

   Evvel zaman içinde Kalbur saman içinde. Harputtan çıktım yola, Kömürhan' dan baktım bağa.Bağ  mağ demeyin, orciği hemen yemeyin. Üzümü toplarken korktum, Öküzgözü dedi bacım şaştım.Tatlı mı tatlı dedi anam , yedim yedim doymadım. Karnım şişti bıraktım. Cebime doldurdum kara eriği, nereye dedim ezeye, herkes gelsin kilime, Pestili serdim siniye. Az ilerde çömeldim, masal ile teppikledim.
  Bir varmış bir yokmuş. Çok eski zamanlarda dağları karlı mı karlı, yolları buzlu mu buzlu, havası soğuk mu soğuk bir köy varmış. Ama siz böyle soğuk olduğuna bakmayın bu köyün insanları da sıcak mı sıcak aynı zamanda kibar ve çalışkanlarmış.
  Yine böyle soğuk ,karlı bir kış günü köylülerden kadınlar hem toplanmışlar. hem  el işleri yapıyorlarmış ki satıp evin giderlerine katkı da bulunsunlar hem de hayallerini konuşurlarmış. İçlerinden biri biriktirdiği parayla evinin önündeki bahçeyi köydeki çocukların oynayacağı, eğleneceği tahtaravelliler, salıncakların olduğu bir bahçe yapmakmış hayali. Söylediğinde komşularından biri hayaline gülmüş. "O bahçeye asla çocuğumu göndermem. Düşer, üstü başı toz içinde kalır" demiş. Ama kararlıymış kadın. Örgüsünü örüp bitirdikten sonra satıp parası ile bu  hayali gercekleştirecekmiş. Kadının iki de küçük evladı varmış. Onlarda boş zamanlarında ellerinden geleni yaparlarmış .İşte o günlerde ördüğü patik çorapları bitirdikten sonra pazara götürmüş. Pazarda hepsini almak isteyen yaşlı bir amca hepsini almış. Haftaya yine istiyorum deyince kadın tamam demiş ama amcanın istediği bir haftada yirmi çiftmiş. Bu biraz zor gibi görünse de kadın getireceği için söz vermiş. 
  Sabah örgüyü eline almış. Gayretle örmeye başlamış. Gözüne camın önündeki kuşlar ilişmiş. Hemen gidip biraz buğday getirmiş. Camın önündeki  kuşlar öyle bir yemişler ki sanki ona nasıl teşekkür edeceklerini bilemiyorlarmış. Bir an oturduğu camın önünde uykusunun geldiğini hissetmiş ve oturduğu yerde uykuya dalı vermiş. Onun uyuduğunu gören camın önündeki kuşlar kendi aralarında almışlar örgüyü örmüşler. Öyle bir gayretle yapmışlar ki biri yorulunca diğerine veriyorlarmış. Kadın uyanmadan bitirmeleri gerekiyormuş patikleri... Kadın kalkmış bir de ne görsün tam yirmi çift  patik hazır . Önceden bitirimiş olabileceğini düşünmüş. Neyse pazara götürmüş. Amca parayı vermiş. "Kızım patiklerin çok güzel .Fakat bu defa kazak örsen olur mu?  Haftaya yine on tane kazak getir" demiş .
  Kadın ne yapsın getireceğine söz vermiş. Ama biraz imkansız olduğunu biliyormuş .
  Eve giderken kara kara düşünüyormuş. Bir taşın üstünde oturmuş .Bir de ne görsün oturduğu taşın yanında bir domates fidesi. Ama susuzluktan boynunu bükmüş. Hemen su vermiş. Etrafına taş dizmiş ki kimse basmasın. Her gün oraya gidip suyunu vermiş. Yine oturmuş taşın üstüne. Domates fidesine bakarken karıncaların  yuvalarına yiyecek götürdüğünü görmüş. Evine gitmiş torbasında bir kaç karınca. Ekmek tanelerini yiyormuş. Öldürmemiş karıncaları. Örgüyü almış örecekmiş ki ne görsün çantanın içinde karıncalar kazak örüyorlarmış. Çok mutlu olmuş .Amcaya teslim etmiş kazakları. Amca Kadının bu kadar nasıl çabuk ördüğünü sormuş. 
  Kadın anlatıp anlatmama konusunda kararsızmış . Anlatmış .
Amca;
  "Kader gayrete âşıktır. Evladım sen iyi niyetle başlamışsın. Rabbim de sana hep iyi niyetinin ödülünü nasib etmiş. Ben de senin iyi niyetli olduğunu anladım. Elimden gelen ne ise yardım edeceğim " demiş. 
  Kısa zamanda çocukların oyun oynayacağı bahçe tamamlanmış. Çocukların gülme,  oynama sesleri mahalleye yayılır olmuş. Çocuklarını düşüp bir yerlerinin acıyacağını düşünen komşusunun çocuğu ise dayanamayıp sonunda o da getirmiş. Çocuğunun orda mutlu olduğunu görünce utanmış onun hayali ile dalga geçtiği için.
  "Mutlu Çocuk Bahçesi"  bu güzel bahçenin adı olmuş. 
  Gökten üç elma düşmüş biri masalı anlatanlara, biri iyi niyetlilere, biri de tüm çocukların başına...
         

BERAT BİNGÖLLÜ
OKULONCESİ ÖĞRETMENİ
ELAZIĞ ANAOKULU
 

 

Yazarın Diğer Yazıları