Utanma üç kısımdır: Allah'dan, insanlardan, nefsinden utanmak.
1- Allah'tan utanmak; emirlerine sarılmak ve yasaklardan sakınmaktır. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Hadis-i şeriflerinde: ''Allah'dan hakkıyla utanınız.'' buyurduğu zaman Eshab-ı Kiram:
''Allah'dan hakkıyla utanmak nasıldır?'' diye sordular. Bunun üzerine Peygamberimiz:
''--Başını ve onun doldurduğu şeyleri koruyan, dünya ziynetlerini (süslerini) terk eden, ölümü ve kabirde çürümeyi unutmayan kimse hakkı ile Allah'dan utanmış ve korkmuş olur...'' buyurdular. Allah-ü Tealadan korkmak, İmanın sıhhatinden doğmaktadır. Dinde sağlam olan, muhakkak Allah'dan korkar. Peygamberimiz: ''Onun için hayanın azlığı küfürdür.'' buyurdular. ''Haya makul bir sıfattır . Bu sıfattan mahrum olan kimse her fenalığı irtikap eder.'' buyurmuşlardır.
2--- İnsanlıktan utanmak; insanlara aleni, fenalık ve eza yapmamaktır. Bunun için s.a.v.: ''Fenalık ve günah yaparken Allah'dan korkan, insanlardan da korkar.'' buyurmuşlardır. Rivayet edildiğine göre, Huzeyfe ibnül Yemani, Cuma namazı için camiye vardığı zaman, Cuma'nın kılındığını görünce; ''İnsanlardan utanmayanda hayır yoktur.'' diyerek yolu değiştirip geri dönmüştür.
Bu tür haya mürüvvetin kemalinden ve kalbin medihzem duygularından ileri gelir. Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre, Resul-ü Ekrem s.a.v. buyurmuşlardır: ''İnsanın mürüveti; yürüyeceği, çıkacağı ve gireceği yeri ile, koştuğu dostları ve düşüp kalktığı arkadaşlarıdır.'' Çok çirkin işler vardır ki, onları yapmaya utanmaktan başka engel yoktur. İnsanın, Allah esirgesin, arsız, utanmaz yüzü olursa; dilediğini yapmakta hiç bir engel görmez ve her arzu ettiğini yapar. Bu da onu felakete götürür.
3--İnsanın kendi nefsinden utanması; iffetli ve doğruluktan şaşmayan ve yalnız bulunduğu zaman, fenalık ve günah işlemekten sakınmasıdır. ''Bir kimse, aşikar olarak yapmasından utandığı şeyi gizli yaparsa, nefsinin kendi nazarında hiç bir değeri ve meziyeti olmadığını ispat eder''. Yaptıklarından utanıp pişman olan, bir insanın hayanın her türlüsü, nefsin şerefi ve ahlakın güzel oluşundan ileri gelir. İşte insanın şu üç kısım üzere hayası tamam olduğu zaman bütün hayırların kemal sebeplerine sahip demektir. Böylece haram ve şer sebepleri de kendisinden uzaklaşmış olur. Cemiyet içerisinde de fazilet ve iyiliği ile anılır.
Yarabbi; doğru yol olarak gösterdiğin ve en büyük nimet olarak ihsan ettiğin İslam dininin yolunda hidayetin ile cümle Yüce Türk İslam alemini sabit kıl! Ahiret ve dünya için, Allah yolundan ayrılmayan kullarından eyle.
Cenab-ı Allah, cümle Yüce Türk İslam alemini emrettiği şekilde yaşamayı nasip eden kullarının arasına katsın. Amin.
Cümle Vatan şehitlerini, T. C.'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü, okuyucularımızın atalarını rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hastalara acil şifalar dileriz.
KAYNAKÇA
Hadis-i şeriflşer: Örnekal Cami-i şerif İmam-ı Hasan Burkay 1963
Libya'nın eski hukukçularından, mahkeme başkanı, Tahir El Gammudi'nin sohbet notları: 1984-2010 yılları arası.