Ey Yüce Türk İslam alemi! Cenab-ı Allah nasip ederse, 18 Haziran Perşembe günü Mübarek Ramazan ayının başlangıcıdır: Sohbetimiz, hiç bir ibadetimize muadil olmayan, karşılığı Cenab-ı Allah tarafından verilecek bir ibadet olan oruç hakkındadır.
Topraktan yarattığı insanı, İslam dini ile şereflendirip sonra emirlerine muhatap tutan Allah'a sonsuz hamd-ü senalar olsun.
Kur'an, Cenab-ı Allah'ın kelamıdır. Allah kelamı' derinliği ve sahili olmayan büyüklüğünü akıl alamayan bir denizdir. Bu deniz içinde insan aklının kavramayacağı nitelikte ve gücünün yetebildiği kadar balık tutabilir. Onun içindir ki, ''Her şey'in bir zekatı (Temizlenmesi) vardır. Vücudumuzun zekatı da Oruçtur. Oruç, sabrın yarısıdır.'' Temizlenen vücut, sıhhate kavuşacağından dolayı Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde; ''Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız'' buyurmuştur.
Cenab-ı Hakk, zat-ı ilahisine ibadet etmek için yaratmış ve birtakım kulluk görevleriyle mükellef tutmuştur. Bu ibadetlerin bir kısmı, içten başlayıp dışa doğru genişleyen; bir kısmı da mahallinden merkeze doğru özellikler arz etmektedirler.
Nefse hakimiyetin en net çaresi, en emin yolu oruç tutmaktır. Cenab-ı Allah, Kur'an-ı Kerimde buyuruyor ki: ''Ey İman edenler, sizden evvelki (Ümmet) lere yazıldığı gibi sizin üzerinize de Oruç
yazıldı (Farz edildi). Ta ki korunasınız.''
Gün sayısında, mevsim ve zamanlarda bazı farklar bulunmakla beraber bizden önceki ümmetlere Oruç farz kılınmıştı. Cenab-ı Hakk onlara ihsan ettiği bu lütfu bize de ikram etti ve takva mertebesine ersinler diye, hicretin ikinci senesi, Ümmet-i Muhammed'e Orucu farz kıldı. Bir aile nasıl ki maddi gıdaları için yemek sofrasında buluşuyorlarsa manevi gıda için ise, Ramazan ayı boyunca Kur'an-ı Kerim okuyarak