Rahim ağzında yara veya kronik servisit, kadın doğum polikliniklerinde çok sık karşılaşılan bir problemdir. Sıklık olarak her 2 bayanın birinde karşımıza gelmektedir. Tıbbi olarak “servikal erozyon” diye adlandırılır.
Rahim ağzında yara, rahim ağzını kaplayan normal epitel hücrelerinin kaybolup daha kırmızı olan rahim kanalındaki endoservikal hücrelerinin dışarı alanına doğru uzanarak yayılmasıdır. Bu yayılmış olan hücreler daha çok kanladığı için kırmızı renkte görülürler ve eğer bir enfeksiyon da eklenirse kanamaya daha yatkın olurlar. Bu enfekte doku eğer tedavi edilmez ise kronikleşir ve kronik servisit yani yaraya dönüşür.
Rahim ağzında yara görülmesi durumunda bir enfeksiyonun veya rahim ağzındaki bir hücre değişimini düşündüreceği için mutlaka incelenmesi gerekmektedir ve pap smear testi yapılması gerekir.
Rahim ağzı yaralarının tam sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte en sık sebep serviksi etkileyen enfeksiyonlardır. Klamidya, trikomonaz, HPV virüsü, gibi enfeksiyonlar tedavi edilmedikleri takdirde yaraya sebep olmaktadırlar. Diğer sebepler ise RİA kullanımı, doğum sonrası dönem, hormonal değişiklikler, kötü hijyen ve bazı kimyasal faktörler ( spermisidler, prezervatif üzerindeki kimyasallar ve kremler ) diğer suçlanan faktörler arasındadır.
Rahim yarası sıklıkla herhangi bir bulgu vermez ve yapılan rutin jinekolojik muayene sırasında saptanır. Bununla birlikte bazı hastalarda rahim ağzındaki yaraya bağlı kasık ağrısı, uzun süreli devam eden kokusuz, bol miktarda beyaz akıntı ve ilişki sırasında ağrı gibi şikayetler eşlik edebilir. Özellikle hastaları endişelendiren diğer bir bulgu ise lekelenme tarzında olan ara kanamalar veya ilişki sonrası kanamalar olmaktadır.
Rahim ağzı yarasının tanısı jinekolojik muayenede göz ile kolaylıkla konulmaktadır. Bu hastalarda mutlaka pap smear testi yapılmalıdır. Smear testinin güvenli bir şekilde alınamayacağı taze kanamalı , çok büyük rahim ağzı yaralarında ,lezyonlarda ve şüpheli yaralarda doğrudan smear testine gerek duymadan kolposkopik inceleme ve kolposkopi eşiliğinde servikal biopsi yapılması diğer bir tanı yöntemidir.
KR SERVİSİTİN TEDAVİSİ
Servikal Koterizasyon (Yakma tedavisi) : Yara yakma ülkemizde en sık kullanılan tedavi yöntemidir. Elektrokoter olarak isimlendirilen bir cihaz ve elektrik yardımı ile rahim ağzındaki yara olan kısım ısı verilerek yakılır. Ortalama işlem 3- 5 dakika sürmektedir. Yakılan kısım bir süre içinde (yaranın büyüklüğüne bağlı olarak 1-2 ay) iyileşerek yerini normal yüzeye bırakır. Hasta işlem sırasında az bir ağrı hisseder. Genellikle bir anestezi uygulanmasına gerek yoktur. Yara yakma kolaylıkla uygulanabilen bir tedavi şeklidir. İşlem sonrası yaklaşık 1 ay kadar süre cinsel ilişki kısıtlaması gerekmektedir. Yakma işlemi sonrası ilk ay kadınlarda kanlı veya sulu akıntı veya az miktarda ara kanama bazen kasık ağrısı gibi şikayetler sıklıkla görülmektedir. Özellikle doğurmamış kadınlarda rahim kanalında daralma yapabileceği ve kısırlığa sebep olabileceği için yakma en son seçenek olarak düşünülmelidir.
Kriyoterapi (Yara Dondurma): Özel bir aplikatör ile rahim ağzındaki yara olan kısmın azot gazı ile dondurulup dokunun harap edilmesi işlemidir. Muayenehane şartlarında yapılabilen kolay, risksiz, ucuz, hızlı ve yan etkileri az olan bir işlemdir. Ağrısız bir tedavi yöntemi olduğu için lokal veya genel anestezi genellikle gerekmemektedir. İşlem ortalama 3-5 dakika sürmektedir. Tedavi sonrası genellikle servikal koterizasyona bağlı şikayetler görülür. Doğurmamış kadınlarda rahim ağzında daralma yapmayacağı için ilk tercih edilen yöntem olmalıdır. Kısırlık veya doğurganlık üzerine olumsuz bir etkisi olmayan kolay ve ağrısız bir tedavi yöntemidir.
Servikal konizasyon: Cerrahi olarak yara bölgesinin çıkarılması prensibine dayanan bir tedavi yöntemidir. Günümüzde koterizasyon ve krioterapi uygulamalarının etkili olması sebebiyle pek uygulanmayan bir tedavi şeklidir.