Neredeyse hayatımızın tamamı birlikte geçti. Ben 3-5 yaş daha büyüğümdür sanırım.
Bakara 30'daki Allah'ın özel görevlendirdiği yer yüzü halifesiydi.
Kendisini her bir olaydan sorumlu kabul ederdi.
1970'li yılların başında kurulan Ülkü Ocaklarının ilk Gen Başkanıydı. Kendisini başta bütün Türkiye olmak üzere, özellikle Tabipler camiasından ve Türlük aleminden sorumlu hissederdi. Türk Tabipler Birliğinin her seçiminin organizatörü, yöneticisi, yol göstereniydi.
Sanırım çok defa bu birliğin genel başkanlığı da yapmıştır.
Çok uzun yıllar TBMM’de hekimlik yaptı. Bütün milletvekillerinin özel doktoru gibiydi.
Son 20 yılı aşkın zamandır her hafta salı günü öğle yemeğini birlikte yediğimiz 12 kişilik gruptan biriydi.
Hayatı boyunca bizim takımın çoluk çocuk KBB problemlerinin gönüllü doktoruydu.
Evinde müstesna bir eşti. Sevgili eşi Pervinl'e olan ilişiklerini yakinen biliyorum. "Sevgi böyle olur" dedirten cinstendi.
Çocukları Sıla ve Ufuk'un harika babası, torunları Zeynep ve Alpin'in dünya tatlısı dedeleriydi.
İlişkilerinde ölçülü, sevgili, saygılıydı. Bildiğini söyler, bilmediğini samimiyetle sorar öğrenirdi.
Çok sevilirdi, biz onu çok sevdik, kendisi de bizleri çok severdi.
Çok özel birinden ayrıldığımı anlatmaya çalışıyorum.
Başlığı kasıtlı öyle attım: "ARAMIZDAN BİR İNSAN AYRILDI" diye.
Adını koyamadım.
Gerçekten insan gibi insandı, adam gibi adamdı aramızdan ayrılan. .
Boşluğu dolmayacak bu kesin.
Ruhunun Rabbimize misafir gittiğini biliyorum. Bu da kesin.
O'nun rahmeti, şefkati ve merhameti, şimdi aziz dostumuzu sarıp sarmaladı
Tesellimiz bu olacak:
Bir Ülkü çınarı şimdi Rabbinin değerli bir konuğu.
Hem de ne güzel bir konuk...
Bu yazı daha önce Sn. Prof. Dr. Orhan ASLAN'ın Sosyal medyasında (Facebook) yayınlanmıştır.