Sadrettin Bayram

MUTFAĞIN TARİH YOLCULUĞU (II) Anadolu'da Mutfağın Gelişimi

Sadrettin Bayram

Anadolu’nun Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının kavşak noktası oluşu, yemek kültürünü de yüzyıllar boyu etkilemiştir. Orta Asya’nın et ve mayalanmış süt ürünleri, Mezopotamya’nın tahılları, Akdeniz çevresinin sebze ve meyveleri, Güney Asya’nın baharatı; bütün bunlar birleşip zengin bir yemek kültürünün doğmasını sağlamıştır.

Türkler Anadolu’ya yerleştiklerinde, bu topraklarda binlerce yıldır yaşamakta olan kavimlerin yiyecek ve içecek adetleri doğal olarak yöresel karakter taşıyan bir yapıdaydı. Türklerin et ağırlıklı mutfağı ile yöresel Anadolu mutfakları süreç içinde birbirleriyle kaynaşarak zengin bir mutfak meydana getirdiler. Ege adaları ve Ege kıyılarından balık ve zeytinyağı, güneyden şerbetli tatlılar, Bizans’tan Roma Mutfağı adeta bir potada eridi. İmparatorluğun geniş topraklara yayılması ile birlikte Ortadoğu, Güney Akdeniz ve Avrupa yemekleri de bu potaya girerek Anadolu mutfağını geliştirdi, zenginleştirdi.

Türkler Orta Asya’daki yaşamlarında genellikle at, koyun, deve eti, kaymak, süt, peynir, yoğurt, içine bakliyat ekledikleri ayrandan oluşan yöresel gıdalarla kısıtlı bir menüleri vardı. Türkler Anadolu’ya yerleştikten sonra da et ağırlıklı yemek kültürünü sürdürdüler. 13.yy.dan sonra sufi yaşam tarzı Ahilik teşkilatının da etkisi ile yaygınlaştı. 14.yy.da Anadolu’ya geçmiş olan İbn-i Batuta Türklerin yemek kültürlerinde daha çok Sufi(*) örf ve adetlerinin hâkim olduğunu söylemektedir(GÜRSOY,1995:43)

Yeniçağda Mutfak

İstanbul’un fethiyle birlikte Türk mutfağı Avrupa’dan, Avrupa mutfağı da Türk mutfağından etkilenmeye başlamıştır. Yemekçilik adına güzel ürünler ortaya çıkmıştır. Ayrıca, Avrupalı kâşiflerin yaptıkları geziler sonucunda Avrupa’ya getirdikleri yeni ürünlerde Avrupa mutfağını oldukça lezzetlendirmiş, mutfaklarda yeni yeni ürünler ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Fransız ve İtalyan mutfakları menülerini daha da zenginleştirmişlerdir. Asillerin sofraları daha da şenlenmiştir.

Fransız devriminden sonra asillerin iyi yemek yeme alışkanlıklarını Fransız halkı devam ettirmiştir.

Modern Mutfak

Modern mutfak anlayışı özellikle son 40-50 yılı kapsamaktadır. Teknolojinin gelişmesi, turistik seyahatlerin yoğunluk kazanması ile birlikte modern mutfak anlayışı da önem kazanmış, bu anlayış ev hanımlarına da yansımıştır.

Turistik seyahatler sayesinde ticari mutfak kavramı da gelişmiştir. Eski hanların yerini modern otel mutfakları almıştır. Buralarda yemek zorunlu ihtiyaç olmaktan çıkmış, bir sanat dalı haline gelmiştir. Dolayısıyla bu anlayış ev mutfaklarına da yansımış ve yemeklerde estetiğe oldukça önem verilmeye başlanmıştır.

Tabii ki modern mutfak anlayışından Türk Mutfağı da nasibini almıştır. Zaten zengin olan Türk Mutfağı daha da zenginleşmiş, yemek sanatı ve estetik açısından dünya mutfakları içindeki yerini almıştır. Bugün birçok insan doğal güzelliklerin yanı sıra, Türk yemeklerinin güzelliğini görmek içinde Türkiye’ye tatile gelmektedirler.

 

*Sufi, Sözlükte "yün ve aba giyen" anlamına gelen Sufi, Tasavvufta, gönlü saf kişi, eren, ermiş, nefsinden fani, Hak ile baki; Zahirde halk ile, batında Hak ile olan; nefsinde ölen Hak ile diri kalan demektir Türkçe'de sofu kelimesi sufi anlamında kullanıldığı gibi mutaassıp, ham ruhlu, dinin özünden habersiz, şekilci ve katı kişi, softa anlamında da kullanılmaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları