Günümüzde aile yapısının ve toplumsal değerlerin evrim geçirmesi, ahlak ve ayıp kavramlarının da değişmesine neden oldu. Geçmişte, aile içinde öğretilen ve nesilden nesile aktarılan ahlaki değerler, bugünün dünyasında zayıflama eğilimindedir. Çocukları özgür bireyler olarak yetiştirme arzusu, çoğu zaman sınırların belirsizleşmesine ve özgürlüğün yanlış anlaşılmasına yol açıyor. Bu durum, çocuklar ve gençler arasında özgürlüğün, istenilen her şeyi yapabilme hakkı olarak algılanmasına neden oluyor.
Birçok ebeveyn, çocuklarının fiziksel ihtiyaçlarını karşılamayı yeterli görürken, onların zihinsel ve ahlaki gelişimini ihmal edebiliyor. Oysa ki, özgürlük kavramının doğru bir şekilde anlaşılması ve içselleştirilmesi, çocukların sağlıklı bireyler olarak topluma kazandırılması için kritik bir öneme sahiptir. Özgürlüğün sınırları, bireyin kendisi kadar başkalarının haklarını da gözetmesi gerektiğini bilmekle belirlenir. Bu farkındalık, ailede başlayarak topluma yansıtılır.
Ancak, okumayan, araştırmayan ve sorgulamayan ebeveynler, çocuklarının yalnızca karnını doyurmanın yeterli olduğunu düşündüğünde, ahlaki değerlerin aktarılması ihmal ediliyor. Sonuç olarak, kontrolsüz bir nesil yetişmekte; bu nesil, neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrenmeden, her istediğini yapma hakkına sahip olduğunu düşünerek yetişiyor.
Bu durumun sonuçları, toplumsal düzen ve uyum üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Aile içinde sınırların ve sorumlulukların öğretilmediği bir ortamda büyüyen bireyler, toplum içinde de aynı sınırları aşmaya eğilimlidir. Bu da, hem bireysel ilişkilerde hem de genel toplumsal yapıda çatışmalara neden olabilir.
El Cümle ; ahlak ailede başlar ve oradan topluma yayılır. Ebeveynlerin çocuklarına doğru değerleri kazandırması, onların özgür bireyler olarak sağlıklı bir şekilde topluma entegre olmalarını sağlar. Bu süreçte, özgürlüğün sınırlarının ve sorumluluklarının öğretilmesi, gelecek nesillerin hem bireysel hem de toplumsal refahı için hayati öneme sahiptir. Kontrolsüz bir özgürlük, aslında bir kaosa yol açabilir; bu nedenle, aile içinde değer eğitimi ve ahlak anlayışı yeniden ön plana çıkarılmalıdır.
