Siyasetin Karanlık Yüzü: Sahtekarlığı Normalleştiren İlişkiler...
Siyaset, toplumun geleceğini şekillendiren en önemli alanlardan biri olmalıdır. Çünkü bu ülkede bir sey değişecekse siyaset eliyle değişecektir Ancak Kültürel ,Ekonomik,ve Ahlaki çürümenin başladığı bir toplumda sağlıklı bir siyaset üretmek neredeyse imkansızdır. Bu durumlarda bu alan, hırs ve çıkarların gölgesinde kalarak yozlaşmaya açık hale gelebilmektedir. Ve her sey makul karşılanmaktadır. Mesela: Arkadan iş çeviren koltuk uğruna her türlü sahtekarlığı yapan biriyle birlikte hiçbirşey olmamış gibi hareket etmek, siyasetin karanlık yüzüdür
Eğer bir siyasetçi, kendisine ve yol arkadaşlarına yapılan etik dışı davranışları haksızlıkları hırsızlıkları kurulan oyunu film ve fırıldağı bilmesine rağmen bu kişiyle bir araya gelip, bu tür kişilerle samimi pozlar veriyorsa, hatta onları adam diye yanında taşıyorsa, burada çok ciddi bir sorun vardır. Bu tür bir tavır, yalnızca o siyasetçinin karakterine değil, temsil ettiği değerler ve halkın güvenine de gölge düşürür.
Liderlik ve insan olmak , etik değerleri, dürüstlüğü özü sözü bir adam gibi adam olmayı her şeyin üzerinde tutmayı gerektirir. Ancak, sırf koltuğunu korumak veya daha fazla güç elde etmek için sahtekarlığı, ahlaksızlığı ,Emek Hırsızlığını normalleştirenlerle aynı safta yer almak, siyaseti kirleten en büyük etkenlerden biridir. Bu tür ittifaklar, uzun vadede toplumun siyasete insani değerlere ve insana olan inancını ve güvenini derinden sarsar.
Bir siyasetçinin, arkasından iş çeviren bir kişiyi yanında taşıması, sadece kendi zayıflığını ortaya koyar. Bu durum, aslında o kişinin çıkarlar uğruna her türlü ilkeyi çiğneyebileceğini ve bu uğurda her yolu mübah sayabileceğini gösterir. Toplumun liderlerden beklediği, dürüst ve adil olmalarıdır; ancak sahtekarlığı hoş gören, onu yanına alan bir lider, toplumun güvenini kaybetmeye mahkumdur.
Siyasetçinin kimlerle yürüdüğü, onun karakterini ve neye hizmet ettiğini açıkça ortaya koyar. Sahtekarlık ve arkadan iş çevirme gibi davranışları normalleştirenlerle yan yana durmak, yalnızca siyaseti kirletmekle kalmaz, aynı zamanda toplumun değerlerini de zedeler. Siyaset, dürüstlük ve adalet temelinde şekillenmelidir; aksi halde, toplumun güveni geri kazanılamaz.
