Toplumda sıkça karşılaştığımız, herhangi bir karakter ve omurga ortaya koyamayan, gücün yönüne göre şekil alan bireyler vardır. Bunlar, ne bir vizyona sahiptir ne de gerçek anlamda bir beceriye. Tek bildikleri ve ustalıkla uyguladıkları şey, güçlü gördükleri kişilere veya gruplara yaranmaya çalışmaktır. Bu tür insanlar için en doğru kelime ''Yalaka'' dır.
Omurgasızlık: Karakter Zayıflığının Temel Göstergesi
Omurgasızlık, yalnızca biyolojik bir eksiklik değil, aynı zamanda karakterin de bir yoksunluğudur. Gerçekten bir fikre, ilkeye veya duruşa sahip olmayan bireyler, hayatlarını güçlüden yana olarak idame ettirirler. Dün bir başkasına övgüler dizerken, bugün yeni güç sahibinin eteklerine yapışmakta tereddüt etmezler. Onlar için doğru ve yanlış yoktur, sadece çıkarları vardır. Bu kişilerin en büyük korkusu yalnız kalmaktır. Tek başlarına var olamayacaklarını bildikleri için hep bir güce dayanma ihtiyacı hissederler. Ancak bu yaslanma, ilkesel bir birliktelik değil, tamamen o an için kâr getiren bir konumlanmadır. “yalakanın kıblesi olmaz” sözü tam da bu tür kişilere hitap eder.
Vizyonsuzluk ve Çapsızlık: Yalakanın Kaderi
Gerçek başarı ve kalıcılık, bir insanın bilgi, beceri ve vizyonuyla mümkündür. Ancak yalakalıkla var olmaya çalışan kişilerde bu niteliklerin hiçbiri yoktur. Onların tek yeteneği, hangi durumda hangi sözleri söylemeleri gerektiğini iyi bilmeleridir. Bu kişiler, gerçekten bir meziyetleri olmadığı için, başkalarının gölgesinde var olurlar. Bu gölgeyi kaybettiklerinde ise bir anda yok olmaya mahkûm olurlar. Çünkü kendi ayakları üzerinde durabilecek donanıma sahip değildirler. Ne bilgiye ne de bir fikre sahiptirler. Onları var eden tek şey, etraflarındaki güçlü insanların varlığıdır.
Yalakalığın Sonu: Acınası Bir Terk Ediliş
Yalakalık, uzun vadede çokta sürdürülebilir bir strateji değildir. Çünkü güç sürekli el değiştirir. Bugün peşinden koşulan güçlü figür, yarın zayıfladığında, bu tip insanlar yeni bir güçlü figür arayışına girerler. Ve hep dört ayak üzerine düşerler Ancak bazen bir noktadan sonra, kimsenin güvenmediği, itibarsız ve sahipsiz hale gelirler. Günün sonunda, yalakalıkla elde edilen her şey geçicidir. Asıl kalıcı olan, insanın kendisine kattığı değerler, bilgi birikimi Nicelik Nitelik ve ilkesel duruşudur. Bu yüzden, yalakalıkla var olmaya çalışanlar, er ya da geç yok olmaya mahkûmdur. Çünkü yalakalığın satılabileceği bir pazar kalmadığında, bu kişiler en acınası halleriyle ortada kalır.
El Cümle;
Gerçek başarı, omurgalı duruşla, bilgiyle, vizyonla ve dürüstlükle gelir. Yalakalıkla bir yere gelmek mümkün olabilir, ancak orada kalıcı olmak imkânsızdır. Zavallılığın en büyük trajedisi de budur: Ne başı dik yaşayabilirler ne de onurlu bir şekilde kaybedebilirler.