Zeynel Abidin BAŞARAN

AGNOTOLOJİ BATI TOPLUMU VE BİZ

Zeynel Abidin BAŞARAN

Batı toplumları, yapay zekâyı da kullanarak evreni bilimsel ve fiziksel olarak derinlemesine araştırıp, yeni bilgilere ve teorilerlere ulaşırken: bir yandan teknolojik aşamaları adım adım geçerek kendi toplumları için daha anlamlı yaşama alanları oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu gelişmeler karşısında biz toplum olarak: tarih ve geçmiş önemli olayları;- bu kadar açık ve net iken- bilgiden, bilimden, akıldan yoksun bir halde: travma ve ruhsal çöküntü dalgasının yarattığı sorunlar içinde boğuşmaktayız!.... 

Ülkemizin, cumhuriyetimizin kuruluş esasları ve yasalarımız bu kadar net belirlenmişken; cehaletin zaferini ilan ettiği bir ortamda ve dağınık durumda; kirli yalanların ve iftiraların yetiştirdiği bencil ve kibirli yığınların negatif bilginin esareti altındayız sanki!?... Küresel güçlerin at koşturduğu ülkemizde, değer yargılarımız, kültürümüz ve inancımız emperyalizmin planları gereğince hedef alınmış, kendi ülkelerinde bir yandan Kur’an’ı Kerimler alenen yakılıp, kutsallarımıza hakaret edilirken; diğer taraftan da ülkemizdeki tarikat ve cemaatlerimiz, kendi devletine düşman haline getirme planları olan ters orijinallik devredir. Yani bir yandan sırtımız okşanırken diğer yandan tüm değerlerimiz ve zenginliklerimiz, inkâr edilerek yağma edilmektedir. 

Bunun için de ekonomik olarak ülkemizi bağımlı hale getirip, bilim ve teknolojiden uzaklaştırmaya özen göstermektedirler. Bu sayede Türk halkının hızla bir cehalet girdabına sürüklenmesi gerekmektedir. Öncelikle tarihimiz, cumhuriyetimiz ve milli devletimiz yalan ve iftiralarla karalanmakta ve yok edilmek istenmektedir.

Agnotoloji diye bilinen “Cehaleti yayma bilimi”( üzülerek söylüyorum: ne yazık ki bu da bir bilim dalı), ülkemizde devreye sokulmuştur sanki?!... Agnotolojinin temel ilkesi ;Gerçek hiçbir şeydir, yalan her şeydir: hiçbir şey yalan kadar hızla yayılamaz ve etkili olamaz!” İşte bu sayede tüm kazanımlarımız yalan ve iftiralarla hedef haline getirilmiş, toplumsal sözleşmelerimiz bir kenara itilmiş, sosyal bağlarımız ve dayanışma duygularımız deforme edilmiş durumdadır. 

Bütün bu karmaşa içerisindeki gelişmeler, ruh halimizi etkileyerek, çalışma şevkimizi ve milli heyecanımızı da azaltmış durumdadır. Üzüntü veren tarafı da en hassas dini duygularımız, din örtüsüne bürünmüş, din istismarcılarıyla iç içe girmiş misyoner kılıklılar tarafından suiistimal edilmektedir. Bu görünen apaçık bir gerçektir.  

Bu sürecin devam etmesi halinde Batı, bağımsızlığımızı çiğneyerek, Türkiye’yi kendilerine göre yeniden biçimlendirmeye çalışacak, ülkemizi de parçalanmanın eşiğine getirecektir. Bunun sonucu, toplumsal olarak en çok etnik kökenleri körüklemek, dil, tarih, kültür ve toprak bütünlüğümüz tehdit altına alınmış olacaktır. Bir millet olarak uyanık olmadıkça, batılılar, bir Kürt devleti kurma heveslerini –Allah korusun!- gerçekleştirecektir. “Ey Türk titre kendine dön” sözü boşuna değildir.

Umarım, tüm bu düşüncelerimden dolayı yanılmış olurum!?...

“Allah bu millete ve Türkiye Cumhuriyetine zeval vermesin diyerek saygılarımla sunuyorum. “Tanrı Türk’e kut versin” 
 

Yorumlar 2
Berfin 02 Temmuz 2023 11:39

Harika bir yazı...

İlhami DOĞAN 01 Temmuz 2023 02:07

Yazını çok begendim . Başarılar diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları