Çanakkale; Troya Antik Kenti Anadolu, Ege ve Balkanların buluştuğu bir coğrafyada yer alan, efsanevi Truva Savaşı anılarının yer aldığı güzide bir kenttir. Yunanların 9 yıllık kuşatması ile devam eden savaş; efsaneye göre Truva Atı hilesi ile şehir ele geçirilerek yakılıp yıkılır.
Troya kentinin, 3500 yıldan fazla süre önce yapıldığı kazılar sonucunda açığa çıkmıştır. Tarih 3200 yıl sonra yine tekerrür etmiş, Aşil ile Hektor’un savaşı şeklinde geçmiş, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale savaşını kazandıktan sonra “Hektor'un intikamını aldık” demiştir. Aynı cümleyi İstanbul’un alınışında büyük padişah, Fatih Sultan Mehmet Han, Papa II. Pius'a göndermiş olduğu mektubunda, Türklerin, Troyalılar soyundan geldiklerini ve Hektor'un öcünü almanın Türklerin sorumluluğu olduğunu hatırlatan bir mektup yazmıştır.
Çanakkale demek Mustafa Kemal ATATÜRK demektir. Atatürk Biyografisini yazarı Lord Kinross; “Atatürk için, “Onun çağımızın yetiştirdiği en büyük devlet adamlarından biri olduğu hakkında en ufak bir kuşkum yoktur. Benim ülkemin en büyük adamlarından biri olan Winston Churchill; “Atatürk’ü Birinci Dünya Savaşı ve sonrasının en büyük simalarından biri” olarak anlatır.
Churchill ondan; “Türk Milleti’nin önderi, büyük bir asker olarak Savaşçı Prens” diye söz etmiştir. “Asker Atatürk, zamanında başka hiç kimsenin başaramayacağı şekilde Avrupa devletlerinin kendisine karşı planlarını altüst edip tarihin yüzünü değiştirmiş, ülkesini kurtarmış, devlet adamı Atatürk, ülkesinin bu devletlerce eşit koşullarla kabul edilmesini ve Yakındoğu gibi sık sık değişikliğe uğrayan bir bölgede bir istikrar unsuru olarak kalmasını sağlamıştır.” ifadelerini kullanmıştır. Kaynak: Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı ve Mustafa Kemal’in Askeri Dehası ve Muharebelerdeki Uygulamaları Levent ÜNAL
Lord Kinross; “Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası konusunda kimsenin şüphesi yoktur. Tüm dünya kendisini dâhi bir komutan, lider ve devlet adamı olarak kabul etmektedir. Bu eşsiz insanın askeri dehasına ilişkin değerlendirmeler daha ziyade girdiği tüm savaşları kazanmasından dolayıdır. Oysa onun askeri dehasının sırrı sadece muharebelerin sonuçları ile sınırlı değildir.
Dehasının asıl boyutları muharebelerdeki eşsiz uygulamaları, ortaya koyduğu yeni ve benzersiz prensiplerdendir. Dolayısıyla Mustafa Kemal, girdiği muharebeleri tesadüfler sonucu değil, ortaya koyduğu bu prensipler ve kimsenin cesaret edemeyeceği uygulamalar sonucu kazanmıştır. Bu prensip ve uygulamaların incelenerek, günümüz muharebe şekillerine nasıl yansıtılacağının araştırılmasına ihtiyaç vardır.
Gerçek de budur. Atatürk her şeyden önce, büyük bir askerdi; fakat zamanla büyük bir devlet adamı oldu. Tarihin bize anlattığı pek çok büyük askerler ve büyük devlet adamlarının yanında, bu iki özelliği kendinde toplayan pek az kişi vardır ve Atatürk, bu seyrek görülür kişilerdendir. O büyük bir asker-devlet adamıdır. Atatürk, bir taraftan savaş adamı, öte yandan da barış adamıdır. İçindeki büyük askeri deha milletini çökmekten kurtarmış ve yine içindeki devlet adamı özelliği, hayatına ışık saçtığı milletinin yeniden doğuşunu sağlamıştır. Bu büyük başarı, insanlarda az rastlanan yetenek birleşimlerinin eseridir” diye bahsetmektedir.
İngiliz Parlamentosunda yapılan toplantıda İşçi Partisi Lideri, Başbakan Lloyd George’a hitaben kürsüden; “Nerde Başbakan Lloyd George? Bize ne söz verdi, netice ne oldu? Hazineden büyük paralar alıp bizi boş yere masrafa soktu. Hani boğazlar bizim olacak, Anadolu paylaşılacaktı? Hiçbiri olmadı. Bu başarısızlığın hesabını bize versin.” diye seslenir. Bu sözler üzerine Lloyd George kürsüye gelir ve “Asırlar pek nadir olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğe bakınız ki o dâhiyi asrımızda Türk Milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir” diyerek kürsüden inip istifasını verir. Kaynak: Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı ve Mustafa Kemal’in Askeri Dehası ve Muharebelerdeki Uygulamaları Levent ÜNAL