Cumhuriyetin kuruluşuna giden yolda en anlamlı zafer: Atatürk'ün Çanakkale Savaşı'ndaki rolüdür diyebiliriz. Her yıl 18 Mart günü Çanakkale Zaferlerini kutladığımız gün aynı zamanda; Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanan Kurtuluş Savaşı'ndan önce Türk milletinin en önemli mücadelesi olan Çanakkale Savaşı'nda, Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehası sayesinde emperyalist güçlerin vatan topraklarını işgal etmesinin önüne geçildi. İşte, Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale Zaferi'ndeki yeri ve önemi. “Ordu Yok! Dediler, kurulur! Dedi. Para Yok! Dediler, bulunur! Dedi. Düşman çok! Dediler, yenilir! Dedi.” Ve dediklerini yaptı. O, Atatürk'tü!
Mondros Ateşkes Antlaşması; Çanakkale’yi geçemeyen düşman gemilerinin; geçmişteki Yunan Kralı Agamemnon ismini alan gemide imzalanmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması sonucu düşman gemileri Boğazı geçerek İstanbul’u işgal etmişlerdir. Tarih binlerce yıl sonra tekerrür etmiştir.
Çanakkale; ölerek ve yeniden dirilerek zaferlerin kazanılacağını ve ölümün tebessümle karşılandığı tarihe en ulvi cümlelerle yazılan bir kutsal topraktır. Çanakkale, inançtaki birliğin, beraberliğin millet olma yolundaki ruhtur. Metrekareye altı bin merminin yağmur gibi düştüğü sağanak altında; hiçbir tereddüt göstermeden yürüyerek, cennete ancak; ceberutların cehenneminden geçilerek gidilebileceğini gösteren bir ruhtur. Vatan toprağına bağlığını, kanı ve canı ile bütünleştirip, iki aşığın ayrılmadığı gibi sarmaş dolaş olduğu bir ruhtur.
Çanakkale; haysiyettir, namustur, şereftir, şandır ve istiklaldir; esaret zincirlerinin darmadağın edildiği ve hürriyet bayrağının gökkubeye yükseltildiği bir ruhtur. Çanakkale ruhu; ”Medeniyet tek dişli canavardır.” Diyen şairin sözünün gereği olarak medeniyet maskesinin arkasına gizlenen düşmanın yüzünü, bütün dünyaya gösterildiği ve teşhir edildiği bir ruhtur;
Çanakkale ruhu, insan olmanın onurunu ve şerefini, dostluğun ve barışın çığlıklarını yere ve göğe yazan, bir ruhtur. Yanık türküler söyleyerek, düşman askerinin yarasını taşıyan ve yaralısını taşırken “Burada ne işiniz var?” diyen bir ruhtur.
İstiklalimizin dönüm noktası, vatan aşkının en kutsal fedakârlıklarının yaşandığı Çanakkale Zaferi'nin 109. yıl dönümünü kutluyor, bu şanlı günü bizlere kazandıran ecdadımızı saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyorum.
Çanakkale: gaziliktir yiğitliktir ve şehit olma arzusundaki yakarıştır; “ Vatan için ölmek en büyük isteğimdir.” diyen Mustafa Kemaldir, Gelibolu’dur, Anafartalar’dır, Conkbayır’larıdır, Sakarya’dır, Dumlupınar’dır kurtuluştur, Anadolu’dur ve Türkiye Cumhuriyetidir. Çanakkale Mustafa Kemal’dir.
Çanakkale cesarettir! Vatandır, topraktır, var olmaktır, millet olmaktır ebediyete kadar; millî şuurdur.
Çanakkale Ruhu, şerefli ve erdemli bir milletin en zor zamanlarda, en zor şartlarda bile imkânsızı başarabilecek olanların ruhudur. Tarih sayfalarına sığdırılması mümkün olmayan, büyük ve muazzam olaylar zincirinin yarattığı kahramanların ruhudur.
Eğer tarihler bunları hakkıyla yazmış olsaydı; Büyük Türk Milletinin daha yüksek medeniyetlerin öncüsü olacağı muhakkaktı... Tarihçilerin kalemleri bunları yazmaya yetmedi; inanılması mümkün olmayan kahramanlıları kaldırabilecek tek yer milli şuur içerisindeki mümtaz hak aşığı kalplerine ancak yazılabilirdi; Hem de emsalsiz bir şekilde… Mükâfatını da ahiret yurduna bırakan bir milletin ruhudur. Ruhları şad olsun!
