İSTİKLAL MARŞI VE AKİF - Zeynel Abidin BAŞARAN

İSTİKLAL MARŞI VE AKİF


          Kurtuluş Savaşı dönemlerinde, askerin moralini en üst seviyede tutacak bir marşa ihtiyaç olduğunu ilk olarak İsmet Paşa dile getirmiştir. Fransız ordusunda böyle bir marş olduğunu ve bunun için gerekli çalışmaların yapılması için devrin Maarif Vekâleti’ (Milli Eğitim Bakanı)  Hamdullah Hamdi Suphi’ye,  1920 yılının sonlarına doğru askerin güç ve moral bulması için bir milli marş hazırlanması önerisini sunar.

          İstiklâl mücadelesinin başlarında duyulan ızdırap o kadar korkunçtu ki, millet kan ağlıyordu. Bir yandan düşman Anadolu içlerine yayılmak istiyor. Diğer yandan, salgın hastalıklar, kıtlık, yoksulluk ve iç isyanlar milleti perişan ediyordu. Her vatan evladı hürriyetinden, geleceğinden haklı olarak endişe ediyordu. O günlerde, emperyalist güçler dört bir yandan memleketi kuşatmış, İstanbul ve İzmir tamamen işgal edilmiş, Bursa ve Afyon elden gitmiş sayılırdı. Her taraftan perişan bir Anadolu vardı.

          Mondros Antlaşması’ndan sonra, İstanbul hükümeti ve saray İngilizlere teslim olmuşken, Kurtuluş Savaşı’na katılmak için Ankara’da toplanan direnişçilerin, Türk Ulusu için Anadolu’da giriştiği kutsal mücadelenin özününü ve ruhunu ifade edebilecek nitelikte ve 500 lira ödüllü bir milli marş şiiri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından şiir yarışması düzenlenir.

          Meselâ Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde,  Reşadiye zırhlı gemisini almak için  İngiltere’ye giden denizcilerimiz, geminin teslim töreninde İngilizlerin marşlarını okumalarının ardından, bizim denizcilerimiz de ayıp olmasın diye “Entarisi ala benziyor, şeftalisi bala benziyor” şarkısını marş niyetine hep bir ağızdan söyleyerek, güneş batmayan imparatorluğun İngiliz askerleri de saygı duruşunda dinlemişler bu şarkıyı. (Sunay Akın)

          Milli Marş şiiri yarışması mevcut açık olan tüm okullarda ve işgale uğramamış bölgelerde ilan edilir. Yarışmaya 724 şiir gönderilir. Yarışmaya katılanlar arasında Tunalı Hilmi Bey, Kâzım Karabekir, Kemalettin Kamu gibi tanınmış kimseler de vardır. Şiirler içerisinde beğenilenler olsa da, büyük bir coşku uyandıracak dizelerin eksikliği hissedilir.

        Bu mücadelenin harcı olacak, bu mücadeleyi güçlendirecek, ona ruh verecek bir harç… Tabi ki bu da, milletin damarlarında dolaşan ve asil kanda mevcut olan maneviyattı.  Bunu tamamlamak lâzımdı. Bunu da ancak Mehmet Âkif gibiler yapabilirdi. Bu mücadeleyi şahlandıracak, ona gelecek ve hürriyet verecek bir ruh.

           Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mecliste Burdur mebusu olarak bulunan ünlü şair Mehmet Akif Ersoy’un, milli marş için şiir yazmasını çok ister. Ne var ki Akif para ödülünden oldukça rahatsızıdır. Bir milletin kurtuluşu için yazılacak bir şiirden para almak onuruna dokunmaktadır. Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, Hasan Basri Çantay aracılığı ile para ödülünü kaldıracağı haberini gönderir. Akif ünlü eseri “Safahat” a bile almadığı İstiklâl Marşı şiirini kaleme alır.

          Yarışmaya katılan 724 şiir içerisinde üç şiir, cephede işgal güçlerine karşı savaşan ordu komutanlıklarımıza gönderilir. Şiirlerin okunması ve hangi şiirin daha çok heyecan ve coşkunluk yarattığı istenir. Cephedeki ordu komutanlıklarından Ankara’ya gelen haberler, okunan şiirler arasında en çok Mehmet Akif’in şiiri olduğu yönündedir. Bu yüzdendir ki, 12 Mart 1921 günü, kazanan şiirin belirlenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nde yapılan toplantıda altı şiir seçilir.

      Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver ilk defa Akif’in şiirini okur.  Şiir öylesine bir coşku ve heyecan yaratır ki tekrar tekrar okunması istenir. Öteki şiirler okunmaz bile!..  Alkışlar arasında ve ayakta defalarca okunan şiir ödüle layık görülür ve o gün büyük iltifatlar karşısında mahcup bir halde dışarı çıkan Akif, ödül olarak konulan 500 Lirayı “Dar ül Messi” adlı bir hayır kurumuna bağışladığını söyler. Cebinde bir arkadaşından borç olarak aldığı 2 Lira vardır!.. 

           İstiklal Marşı, Büyük Millet Meclisi’nin moralini yükseltti. Devlet mekanizması daha hızlı işlemeye başladı; ordunun şevk ve heyecanı arttı, askere alma işlemleri düzen içine girdi. Millet olma şuuru ve Kurtuluş Savaşı mücadelesi hızlandı. Saygılarımla…

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Haz

AGNOTOLOJİ BATI TOPLUMU VE BİZ

07Mar

Kadınlar Dünyadır

16Kas
05Kas
20Ekm

Özgüven ve Özdisiplin