AKKUYU, RUSYA'NIN AKDENİZ ÜSSÜ MÜ?

Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Orkun Gündemle İlgili Değerlendirmelerde Bulunuyor.

Değerli vatandaşlar, bilindiği üzere ülkemizde kurulan AKKUYU NGS santralinin sahibi değiliz, üretilen elektriği 60 yıl boyunca dayatılan bedelle RUS şirketten satın almaya mecbur bırakılmış ve Nükleer santral teknolojisinden de dışlanmış durumdayız. Yani,
Enerjide Rusya'ya tam bağımlıyız. Aynı zamanda da NATO üyesi bir ülkeyiz. Ne yaman çelişki değil mi?
Bu durumun ülkemiz açısından gelecekte yeni sorunların temelini oluşturacağı endişemizi ve Akkuyu NGS'nin ülkemiz sırtına eklenen bir kambur olduğunu ve bu projenin; teknolojik, ekonomik ve uluslararası sözleşmeler açısından bir kazanım sağlamadığı gibi ülkemiz toprakları üzerinde Rusya'nın bir üs oluşturması riskini taşıdığını
DOĞRU PARTİ olarak birçok platformda paylaştık.

Bunlardan biri olan ve 03.Ağustos.2022 tarihli “Akkuyu ve Soçi (Hürriyet mi Kölelik mi? web:cezmiorkun.com) başlıklı yazımı; Cenevreli filozof ve yazar J. J. ROUSSEAU “Eldeki para hürriyetin aletidir. Fakat peşi kovalanan para, tam tersine kölelik aletidir.” sözünden esinlenerek Erdoğan'ın, 5.Ağustos.2022 Cuma günü Rusya'nın Soçi kentinde Rusya lideri Putin ile bir araya gelmesi sonucunun “Hürriyet” mi, yoksa “Kölelik” mi olduğunu merak ediyorum. Hep birlikte göreceğiz!” ifadesi ile bitirmiştim.

Çok değil bir ay sonra AKKUYU Nükleer A.Ş. şirketinin yönetiminde yer alan tek Türk yetkili Cüneyd Zapsu'nun itirazları ve basına sızan hezeyanları incelendiğinde ne kadar haklı olduğumuz daha iyi anlaşılacaktır. Akkuyu NGS'de neler oluyor, neler olması muhtemel sizlerle paylaşmak istiyorum.

Akkuyu Nükleer A.Ş. yön.kurulu üyesi Cünyeyt Zapsu'nun; “yönetim kurulu toplantılarına alınmadığı, alınan yönetim kurulu kararlarını imzalaması için kendisine göndermelerinden rahatsız olduğu, bu kararların çoğunun ciddi mali yükler getirdiği ve Türkiye ekonomisine yük teşkil etmesi yanında milli güvenliği tehdit edebilecek boyutlarda kararlar olduğu” gerkçesiyle Ankara 9.noterliği 18510 yevmiye numaralı 16.6.2021 tarihinde onayladığı yönetim kurulu kararının muhalefet şerhinde, “Radar mevzu türkiye cumhuriyetinin güvenlik politikaları ile uyumlu olamayabileceği kanaatinden dolayı ileride şirketin büyük sorunlar yaşayabileceğini düşünüyorum. Mevzuyu mutlaka daha önce ilgili türk makamları ile görüşülüp mütabık kalındıktan sonra yönetim kuruluna getirilmesini daha öncede belirtmiştim. Bundan dolayı muhalifim” şerhini kendi el yazısıyla ilgili kararın altına muhalif olduğunu belirtmiş fakat sonuç alamayınca şirkete Beşiktaş 26. Noterliğinin 29.eylül 2022 tarih ve 17319 yevmiye nolu ihtarnamesini göndermiştir. Söz konusu adımlar, Medya da yer alan haberlere konu olmuştur.
Akkuyu Nükleer A.Ş. ne, Cüneyd Zapsu'nun Beşiktaş 26. Noterliğinin 29.Eylül 2022 tarih ve 17319 yevmiye nolu ihtarnamenin 5.maddesi; “Kaldı ki yine bildiğiniz üzere, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (‘santral') projesinin yapımına ilişkin olarak Şirket ile IC İçtaş İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında daha önce imzalanan sözleşme (‘taşeron sözleşmesi'), şu an yapılmaya çalışılana benzer bir biçimde, herhangi bir fiziki toplantı yapılmadan ve istişarede bulunulmadan ortaklık felsefesine aykırı olarak yönetim kurulu aracılığı ile şirket tarafından feshedilmiştir. Bugün gelinen noktada yine bildiğiniz üzere taşeron sözleşmesi aynı firma ile imzalanarak yürürlüğe sokulmuştur. Buradan da anlaşılacağı üzere herhangi bir istişarede bulunmadan ve fiziki olarak toplanmadan feshedilen taşeron sözleşmesinde yönetim kurulu üyeleri görevlerinin gerektirdiği özüne uygun bir şekilde hareket etmemiş olmalıdır ki taşeron sözleşmesi 3(üç) ay aradan sonra aynı şartlarda ve aynı firma ile tekrar imzalanmıştır.“
Yönetim kurulu üyelerinin söz konusu kusurları sonucunda aradan geçen 3(üç) aylık sürenin Şirket'e bilançosu santralin üretime geçmesinde yaşanan gecikmeden dolayı 2 milyar ABD doları civarındadır ve bu husus aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti devletinin de enerji ihtiyacı politikaları açısından hazin bir gecikme ve zarar kalemi olduğu ifade edilmektedir.
Açıkça görüleceği üzere, toplantıda kararı alınan nükleer ada tesisleri fiziksel koruma sistemi ekipmanının tedarikine ilişkin sözleşme uyarınca santrale kurulması planlanan radar sisteminin Türkiye güvenlik stratejisi bakımından yaratabileceği sorunların tesbiti noktasında türk yetkililerin görüşü alınmamıştır. Oysa, Ülklemiz ekonomisine yönelik bir tesisisin korumasını sağlamak egemenlik hakkı gereği Türkiye Cumhuriyeti devletinin görevi ve yetkisidir.

Bu sözleşme ile bir radar üssü kurularak Rusya ve Rus şirketi Akkuyu Santrali'nin sanki güvenliğini kendi sağlayacakmış gibi ikinci bir alan açılarak bir egemenlik ihlalilinde bulunuyor. Kamuoyundan gizli olarak Akkuyu da kurulmaya çalışılan sistemin, Rusya açısından;
• Ortadoğu, Suriye ve Doğu Akdeniz'i kontrol eden bir üs mü?
• Bu radar sistemi, bir izleme takip, bir tehdit ve bir yok etme amaçlarıyla mı kullanılacak?
• Radar varsa, onun yanındaki savunma sistemi ne olacak?
• Kim kuracak bu sistemi? Bunun güdümü nerede olacak?
Tüm bunların açıklanması gerekir. Aksi durumda S-400 ve/veya benzeri savunma sistemleri buraya kurulacak ve uluslararası çatışmalara sebep olacaktır.
AKKUYU NGS alanı, Rusya Federasyonu toprağı kabul edilmekte olup buraya kurulması kararlaştırılan radar sisteminin, Türkiye Cumhuriyeti güvenlik politikaları ile uyumlu olmayacağı gerçeğinden hareketle, Akkuyu Nükleer A.Ş.'nin kuruluşundan beri yönetim kurulunda yer alan Cüneyd Zapsu, şirket aleyhinde 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açarak gelecekteki sorunlara dikkat çekmiştir.
Zapsu'nun avukatı Volkan Önkibar, 5.Ekim.2022'de kaleme aldığı dava dilekçesinde, müvekkilinin “Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi'nin menfaatlerinin yönetim kurulunda müzakere edilebilmesi için bilgi ve belgelerin hızlı bir biçimde ve eksiksiz paylaşılması hukuki bir zorunluluk olduğundan ve şirketi ve kamu yararını ilgilendiren konulara ilişkin bilgi ve belgelere erişme ve fiziki toplantı yapılması yönündeki taleplerimin sonuçsuz kalması sebeplerine dayanarak; taleplerimi Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi kanalı ile şirkete yönelttim.” ifadesiyle yukarıda belirttiğim ihtarname ve kurulması karar altına alınan radar sisteminin Türkiye'nin güvenlik stratejisi bakımından yaratabileceği sorunları mahkemeye iletmiştir.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde yaşanan krizler nedeniyle Cüneyd Zapsu'nun istifa ettiği iddia edilmesine rağmen; Akkuyu'nun sitesinde Cüneyd Zapsu'nun ismi hala yönetim kurulu üyeleri arasında gözükmektedir.

DOĞRU PARTİ “Enerji, Tabii kaynaklar ve Madencilik politikaları” başkanı olarak partim adına siyasi, ekonomik, sosyal ve teknik açıdan konuyu sonuna kadar izleyecek ve ülkemiz menfaatleri doğrultusunda eleştiri ve önerileri yapmaya devam edeceğim. Bu yazımda yukarıda belirttiğim hususlar çerçevesinde görünen o ki kurulması planlanan radar sistemini takiben savunma amaçlı Rusya'dan alınan ve depolarda bekletilen S-400 savunma sistemi ve devamının bu alanda kullanılacağıdır.

DOĞRU PARTİ olarak, kamuoyundan gizli bir şekilde yürütülen, iki kişinin aldığı bu kararları ve olası sonuçlarını RED ettiğimizi ilan ediyoruz. Burası radar ve savunma üssü değil sadece enerji üretim amaçlı olarak kalmalı ve kaynak olarak Toryum ağırlıklı reaktörler kullanılmalıdır. AKKUYU, Akdenizde, Rusya'nın radar ve savunma üssü mü? Elbette değildir. Ülkemizin topraklarında yer alan tüm sistemlerin güvenliği Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin görev ve yetkisindedir. Bu görev asla bir başka devlete devredilemez.

Selam ve Saygılarımla
Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)

Bakmadan Geçme