Devlet Böyle Yönetilemez
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan Türkiye'nin hukuk, kural ve ilkelerle yönetilmediğini belirterek, 'Keyfilik almış başını gidiyor. O gün kim kulağa bir şey fısıldarsa, akşam bir sohbette hangi konu geçtiyse sabah bakıyoruz kararname şeklinde karşımızda görüyoruz. 84 Milyonluk ülke böyle yönetilemez. ' dedi.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin 1'inci Olağan İl kongresine katılmak üzere Elazığ'a geldi.
Babacan, kongre öncesinde Elazığ'da 24 Ocak'ta meydana gelen deprem nedeniyle evleri hasar gören vatandaşlar için kurulan konteyner kentleri ziyaret ederek vatandaşlarla sohbet edip, sorunları ve talepleri dinledi.
Daha sonra kongrenin gerçekleştirileceği otele geçen Genel Başkan Babacan, sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle görüştü. STK yöneticilerinin sorularını yanıtlayan Babacan, partisinin çalışmaları ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Babacan, “Bu sorunlar gittikçe büyüyor.
Bu problemlerin çözümünün olmadığını, mevcut yönetimle bu problemlerin çözümünün olmayacağına kanaat getirdiğimiz için yeni bir siyasi hareketle yolumuza devam ediyoruz.” dedi.
“TÜRKİYE CİDDİ BİR KRİZİN İÇERİSİNDE”
Ülkenin en önemli sorunlarının başında adalet ve ekonomiyle ilgili sıkıntıların geldiğini belirten Babacan, “Hem yargıyla hem de genel anlamda adaletin tesisi anlamında sıkıntılar var.
Fırsat eşitliliğinin olmaması, Yine özgürlüklerle alakalı ciddi sıkıntılarımız var.
Temel haklarla ilgili sorunlar var.
Bütün bu problemlerin yanında bir de ekonomi yönetimiyle ilgili sıkıntıları eklediğimizde ülkemiz nereden baksanız son iki yıldır ciddi bir krizin içerisine girmiş durumda. İşsizlik şuanda en büyük sorunumuz.
Ekonomiyle ilgili konulara baktığımızda şimdiye kadar görülmemiş oranda yüksek işsizlik maalesef ülkenin dört bir tarafında tüm vatandaşlarımızı etkiliyor.
Özellikle de gençlerimizi etkiliyor. Hayat pahalılığı başka bir sorun.
Bir devletin açıkladığı resmi enflasyon rakamları var bir de çarşı pazarın gerçek enflasyonu var.
Özellikle sabit gelirli vatandaşlarımız gelirlerini sadece devletin açıkladığı enflasyon kadar arttırıyor fakat çarşı pazarın enflasyonu çok daha yüksek.
Dolayısıyla gelir reel olarak düşüyor ve satın alma düşüyor.” diye konuştu.
“DÜRÜST VE İŞİN EHLİ KADROLARA İHTİYAÇ VAR”
Sorunların çözülmesi için öncelikle her alanda dürüst ve işin ehli kadroların oluşturulması gerektiğini vurgulayan Babacan, “İş oradan başlıyor. Karar alma mekanizmalarını mutlaka istişare ile yapılması gerekiyor.
Kurallı bir yönetim anlayışı olması gerekiyor. Anayasaya, yasalara, hukuka kendini bağlı hisseden bir yönetim anlayışı olması gerekiyor.
Bunlar olmayınca da sorunlar çoğalıyor.
İnsanlarımız daha özgür, daha adil bir ülke görmek istiyor. İşte biz de bu ortak payda insanlarımızı buluşturup hedeflediğimiz Türkiye'ye doğru yürümek istiyoruz. ” ifadesini kullandı.
COŞKUYLA KARŞILANDI
STK Toplantısının ardından kongre salonuna coşkulu bir karşılama ilgi giren DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partilileri selamladı. Gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından kürsüye gelen Genel Başkan Ali Babacan, Türkiye ve Elazığ'ın yaşadığı sıkıntılara değindi.
KALICI KONUTLARLA İLGİLİ BELİRSİZLİK YAŞANIYOR
Türkiye'nin deprem gerçeğine geniş yer ayıran Babacan, Elazığ depreminin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen vatandaşların hala kalıcı konutlarla ilgili belirsizlik yaşadığını ifade etti.
Elazığ'da yaraların henüz sarılamadığını dikkat çeken Babacan, “Vatandaşlarımız hala sıkıntı yaşıyor. Deprem ve diğer tüm afetler sadece afet sonrasında müdahale edilecek olaylar değildir.
Zararların önlenmesi mümkündür. Pek çok ülkede depremlerde ölüm sayıları bizdeki kadar yüksek olmuyor.
Dünyanın başka yerlerinde Elazığ'ın yaşadığı daha şiddetli depremler yaşanıyor ancak böyle büyük zararlar meydana gelmiyor.
Bizde ise maalesef her depremde maalesef canlarımız gidiyor. Kaos yaşanıyor ve ardından da yardım telaşsına düşüyoruz.” şeklinde konuştu.
TBMM'de deprem Araştırma Komisyonunda Elazığ'ın temsil edilmemesini eleştiren Babacan, “Bunu büyük bir eksiklik olarak görüyoruz.
Bizzat deprem felaketini yaşayan Elazığ'ın da bu komisyon da olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
ÖLÜMLERİN YIKIMLARIN FATURASINI VATANDAŞA KESTİLER
Depremin doğal bir afet olduğunu ancak çözümün kaçınılmaz olmadığını vurgulayan Babacan, şöyle konuştu: “İktidarın küçük ortağı her zamanki gibi kötü bir durumla karşılaştığında sorumluluğu unutuyor ve sanki işin içinde değilmiş gibi açıklamalar yapıyor. İzmir depreminden sonra ‘Keşke vatandaşlar riskli binalarda oturmasaydı' dediler.
Ölümlerin, yıkımların faturasını vatandaşlarımıza kestiler.
Küçük ortak yine kara ortak ama zarara değil. Biz buradan hatırlatıyoruz.
Bugün yaşanan her türlü problemde siz de büyük ortak kadar sorumlusunuz. Bundan kaçamazsınız.
Biz bunu sürekli hatırlatacağız. Hem iktidara ortak olup nimetlerinden faydalanıp, problemler çıktığı zaman kenarda durmak doğru bir duruş değil.
Deprem bu ülkenin gerçeği. Bunu bilerek merkezi hükümetin, yerel yönetimlerin karar alması lazım, adımlar atması lazım.
Bugün atılan her adımda, yapılan her işlemde depremin ve diğer olası afetlerin planlaması mutlaka akılda tutulmalıdır.
İmar barışıyla, denetimsiz binalarla vatandaşımız adeta katil binalarda oturmaya mahkum edilemez.
İnsanlarımızın canı da malı da, üretim tesislerimizin hepsi risk altında, Bunu yönetmek bu ülkeyi idare edenlerin görevidir.
Ucuz polemiklerle değil, gerçekçi politikalarla halletmek durumundayız. Kimse bize depremde ölmenin kader olduğunu, depremde ekonominin durmasının normal olduğunu anlatmasın.
Tabi ki biz kadere inanan insanlarız ama tedbir de önemlidir.
Deprem oluyor, ne kadar hızlı konteyner kent inşa ettik diye övünme var şuanda.
Fakat bugün sabah gördüğümüz tablo iç acıcı bir tablo değil.
Plansızlığın, programsızlığın ve deprem yaşayan iller arasındaki tutarsız yaklaşımların, politikaların bir örneğini Elazığ'da gördük. Son 15 yılda yaşanan depremlere bakın.
Hangi ilde hangi durumdaki vatandaşlarımıza nasıl destek çıkılmış, bunu inceleyin. İnanın bir standart yok.
Anlık, günlük kararlar. Geçen gün Giresun'da bir sel felaketi oldu.
Esnafımıza 50 Bin TL kayıtsız destek sözü verildi.
Ben sordum arkadaşlara, ‘Elazığ'da böyle bir şey oldu mu?
Yok. Niye?
Çünkü kural bazlı, ilke bazlı bir yönetim felsefesi yok.”
“84 MİLYON ÜLKE BÖYLE YÖNETİLEMEZ”
Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hukukla, kurallarla, ilkelerle kendilerine bağlamak istemeyen bir yönetim zihniyeti var Türkiye'de. Keyfilik almış başını gidiyor.
O gün kim kulağa bir şey fısıldarsa, akşam bir sohbette hangi konu geçtiyse sabah bakıyoruz kararname şeklinde karşımızda görüyoruz.
84 Milyonluk ülke böyle yönetilemez. 84 Milyonluk ülkenin güçlü olması ancak güçlü kurumlarla olur. Kurallarla olur.
Deprem felaketi de eğer bu ülkenin gerçeği ise deprem yaşayan iller arasında siz ayrım gözetemezsiniz. Hele hele bir ilde meydana gelen depremi bir siyasi partiye fatura edemezsiniz. İzmir'de yaşadık.
Depremin bütün sorumluluğu bir siyasi partiye kesildi. Peki soruyorum; Elazığ'da deprem olduğunda hangi parti iş başındaydı.
Acı ortak bir acıdır. Devletin görevi hele hele devletin en başındaki kişinin görevi bu acıları hemen sarmaktır.
Yaraları onarmaktır. Particilik yapmamaktır.
Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin memleketi ne hale soktuğunu açık açık görüyoruz.”
MURAT DAĞHAN İL BAŞKANI SEÇİLDİ
Konuşmaların ardından il başkanlığı seçimine geçildi.
Tek listeyle girilen seçimde, il başkanlığına mevcut başkan Murat Dağhan seçildi.
Kongreden sonra Babacan ve beraberindekiler Vali Fahribey ve Gaziler Caddesinin esnafı ziyaret etti.
Babacan, daha sonra partisinin il başkanlığı binasının açılışını gerçekleştirdi.