Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarına Ulaşım Kolaylaşıyor
Elektrikli araçlar, çevre dostu ve sessiz seyahat avantajları ile giderek daha fazla ilgi çekiyor. Bu artan talep, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) düzeyinde yeni düzenlemeleri beraberinde getiriyor. Ayrıca, Alternatif Yakıt Altyapısı Yönetmeliği (AFIR) de bu konuda önemli bir rol oynayan yeni düzenlemeler arasında yer alıyor.
Yılmaz Özcan, Eaton Ülke Müdürü
Türkiye'de Elektrikli Araç Şarj İstasyonlarına Yönelik Yenilikler
Türkiye'de son güncelleme ile birlikte elektrikli araç şarj istasyonlarına yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Artık, elektrikli şarj istasyonları için iş yeri açma ve çalışma ruhsatı almak gerekiyor. Düzenlemenin kapsamı sadece şarj etmekle sınırlı değil. İsteyen herkese şarj istasyonlarına kendi iş yerlerini ekleyebilme hakkı getirildi. Bu da bir kafe, market veya diğer ticari operasyonları işletmeyi mümkün kılıyor.
Diğer iş yerleri ve toplu yapılar içindeki şarj istasyonları içinse iş yeri ruhsatı şartı kaldırıldı. Bunun yerine artık "Yer Seçimi ve Faaliyet İzin Belgesi" almak gerekiyor. Bu belgeyi alabilmek için, örneğin işletme faaliyetlerinin belirli sınırlar içinde olmasının gerekmesi gibi birtakım kurallara uymak şart koşuluyor.
Avrupa Birliği'nin Elektrikli Şarj İstasyonlarına İlişkin Regülasyonları
AB, elektrikli araç şarj istasyonlarının sayısını artırmak ve kullanıcıların rahatça ulaşabileceği yerlere yerleştirmek için ilgili direktifi yürürlüğe koydu. Bu direktife göre, her 10 elektrikli araç için bir şarj istasyonu hedeflenmekte ve yoğun bölgelerde şarj istasyonları arası mesafenin 100 kilometreye kadar düşürülebilmesi öngörülüyor.
Ek olarak, ağır hizmet araçları için belirli kapasitelerdeki şarj istasyonlarının konumlandırılması ve kullanıcıların ödemelerini kolaylaştırmak adına kart veya temassız cihaz kullanımının zorunlu kılınması gibi detaylı düzenlemeler de bulunuyor.
AFIR ile Alternatif Yakıt Altyapısı Yönetmeliği
AFIR düzenlemesi, ağır hizmet araçları için minimum 350 kilowatt kapasiteli şarj istasyonlarının konumlandırılmasını ve 2030'a kadar ağın tamamının kapsanmasını hedefliyor. Alternatif Yakıt Altyapısı Direktifi'nde olduğu gibi, ödeme süreçlerinin kullanıcılar için daha kullanıcı dostu hale getirilmesi amacını taşıyor.
Bu düzenlemelerle, elektrikli araç sahipleri için şarj istasyonlarına ulaşım daha da kolaylaşıyor ve aynı zamanda temiz enerji kullanımının yaygınlaşmasına katkı sağlanıyor. Türkiye ve AB, sürdürülebilir ulaşım için önemli adımlar atmaya devam ediyor. Sonuç olarak Türkiye ve AB, elektrikli araç sahiplerine daha geniş ve kullanıcı dostu bir şarj altyapısı sunmak adına kararlı bir şekilde ilerliyor. Bu düzenlemeler, sadece günlük yaşamı kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda temiz enerji kullanımını teşvik ederek çevresel sürdürülebilirliğe de katkı sağlıyor. Elektrikli araçlar artık sadece bir trend değil, geleceğin ulaşım normu haline geliyor.