Şehrin Geleceğiyle Oynamayın

Her seçim döneminde gündeme getirilen, 'ben seçilirsem ilin önünü ve gelişmesini tıkayan kamu kurum ve kuruluşları şehrin dışına çıkaracağım' sözleri hep askıda kalıyor.

Zübeyde Hanım Caddesi üzerinde bulunan kamu kurum ve kuruluşlara ait taşınmazların şehir dışına çıkarılması demek şehrin 50 yıllık geleceğinin teminat altına alınması demektir.

Devlet Su İşleri yerleşkesinde yeni yapılan yapılarla DSİ yerinde kalacağını garantilerken, Karayolları ve Orman Bölge Müdürlüğü şehrin ufkunun açılmasına katkı sağlamak yerine şehrin 50 yıllık geleceğinin önüne adeta set çekiyorlar.

Orman Bölge Müdürlüğü yerleşkesinin yıllardır şehir dışına çıkarılması gündemde, ancak bu gene kadar ilin gelecek 5o yılını olumlu bir şekilde etkileyecek bu girişime öncülük yapacak birinin çıkmaması düşündürücü.

ŞEHİR DIŞINA ÇIKARILMASININ TAM ZAMANI

24 Ocak'ta ilimizde meydana gelen 6.8 büyüklüğünde ki depremde hasar gören yapılardan biri de Oman bölge müdürlüğü binası. Yıkım kararı verilen Orman bölge müdürlüğü binasının tekrar yerinde yapılacağının öğrenilmesinin ardından tepkiler oluşmaya başlandı. Hazır yıkım karı verilen bir yerin tekrar yerinde yapılması demek ilin 50 yıllık gelişiminin engellenmesi olduğu ifade edildi.

Bu şehre yazık etmeyelim, bunu avantaja çevirelim.

ARSLAN: "RESMİ KURUMLAR KENDİ BAŞINA KALDI"

Belediye Başkan Adayı Haluk Arslan, daha önceki imar planlarında bölge müdürlükleri için yer tahsis edildiğini, ancak depremden sonra bu alanların TOKİ'ye devredilerek konut alanına dönüştüğünü söyledi.

Elazığ'da devlet kurumlarının kendi başının çaresine bakacak durumda olduğunu, kurumları yönlendirecek tepe bir iradenin olmadığını belirten Arslan, şunları kaydetti.

"Kamu kurumlarına ayrılan araziler şuanda TOKİ tarafından konut yapılıyor: Yer kalmadı.

Planın içerisinde kamu kurum arazisi olarak düşünülen yer ToKİ tarafından devralındı. Şuanda konut yapılıyor.

Şuan orman Bölge Müdürlüğü yada karayolları yatırım yapacaksa yatırım yapacağı yer yok.

Planda ayrılmış bir yer yok.

Önceden vardı. planlanmıştı.

O planda organize edilmişti. Kamuya ait arazi tahsis edilmişti. Şuanda yok.

Böyle bir planlamayı zaman zaman konuşuyoruz.

Bu şehrin gelişimi için devlet kurumlarının dengeli dağıtılması şehrin yaygın gelişimini, hizmet gelişimini olumlu etkiliyor.

Bu temel bir yargı. Şehrin çeperlerine kamu kurumları gittiği zaman oralara hizmet gidiyor, oralar gelişiyor.

Ama bunun plana işlemesi lazım.

Plandan yönlendirilmesi lazım. Bugün orman bölge müdürlüğü yerleşke için kendi başına planlama yapamaz. İşin içerisinde belediye olmalı.

Bakanlıkla irtibatlı olmalı. Şuanda Elazığ'ın içerisinde kamu arazisi kalmadı.

Hepsi TOKİ'ye devredildi. Şuanda herkes kendi başının çaresine bakar durumda kaldı.

Dolayısıyla insanlar nasıl kendi başının çaresine bakmayla yüzyüze geldiyse tüm kamu kurumları da aynı konumda.

Kurumları yönlendiren bir tepe idare Elazığ'da olmadı. Hele ki bu depremde fırsat dediler.

Elazığ'ın dönüşmesi, sorunların giderilmesi için yeni imkanlar doğacak dediler.

Bunların hiçbiri doğmadı.

Doğmadığı gibi de tepe bir irade yönlendirici olmadı.

Belediye de bir plan uygulamadı.

Şimdi kurumlar da kendi başına kalmışlardır.

Bölge müdürlükleri için planlanan alan Galericiler sitesinin yanıydı.

Ama görüyorsunuz orası inşaat alanı.

Hangi kurum gitsin oraya."

BAHŞİ: "ELAZIĞ'IN GELECEĞİ İÇİN BU ADIM ATILMALI"

Memur Sen Elazığ İl Temsilcisi İbrahim Bahşi, bölge müdürlüklerinin taşınmaması konusunda yaptığı değerlendirmede, "Bölge müdürlüklerinin taşınması konusu sürekli gündemimizdeydi.

Dosya olarak bunu dile getiriyorduk Elazığ'a gelen siyasilere.

Böyle bir talebimiz vardı.

Biz buradaki resmi kurum binalarının idari kalsa bile diğer hangar, garaj gibi diğer müştemilatlarının il dışına alınmasını talep etmiştik.

Zübeyde Hanım caddesi üzerindeki binaların kaldırılarak şahire bir yeşil alan, bir park şeklinde, insanların rahat yürüyüş yapabileceği, dinlenebileceği bir alan haline getirilmesini talep etmiştik:

Yine talep ediyoruz.

Burada bu şehir için bu adamın atılması lazım." diye konuştu.