ELMÜTDER Deprem Açıklaması
Elazığ İnşaat Müteahhitleri Derneği Yürütme Kurulu Üyesi İnşaat Mühendisi Hakan Özdemir, Öncelikle 15.01.2023 tarihinde ilimizde meydana gelen depremden dolayı bütün vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyorum.
Bu deprem her ne kadar şehrimizde herhangi bir maddi hasara sebep vermemiş olsa dahi 24.01.2020 tarihinde yaşamış olduğumuz 6,8 şiddetindeki depremin ağır psikolojik yükünü hemen her vatandaşımızda tekrar hissettirmiş bulunmaktadır.
Vatandaşlarımız hali hazırda 2007 deprem yönetmeliğinden önce yapılan yapılarda veya orta hasarlı yapılarda ikamet etmekte olup, bir gece ansızın gelen depremle hangi yakınımızın göçük altında kalacağı haberini duyma endişesiyle irkiliyoruz.
Ülkemiz yoğun ve yıkıcı depremlerin yaşandığı bir coğrafi konumda bulunmaktadır. Bunla birlikte bu yaşamış olduğumuz depremler ne ilktir, nede son olacaktır. Dünyamızda ve ülkemizde artan nüfus nedeniyle yeni yaşam alanları üretmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle nüfusun hatırı sayılır rakamlara ulaştığı şehrimizde yeni yapılar için yeni alt yapılar, yeni yollar ve yeni imarlar açmak yerine mevcut yapılarımızın kentsel dönüşüme sokularak alt yapı masraflarını en aza indirip hem vatandaşlarımızın emniyet içinde barınma imkânlarını sağlamak, hem de milli sermaye sarfiyatını minimum düzeyde tutmamız icap etmektedir.
İlimizde 65.000 adet riskli yapı tespit edilmiş olup bunun yanında meselenin sadece riskli ve orta hasarlı yapılardan başka bir boyutu daha bulunmaktadır Yapmış olduğumuz araştırmada irili ufaklı depremlere maruz kalmış , görünürde herhangi bir yapısal hasarı bulunmasa da kolon ve kirişlerde oluşan kılcal çatlaklar dolayısı ile yapı tasarım dayanımından farklı davranarak YORGUN YAPI dediğimiz durumda pek çok bina bulunmaktadır.
Yorgun yapılar özellikle bitişik nizamda ve blok nizamda inşa edilmiş daha çok merkez mahallelerimizde bulunuyor. (Nailbey, Şehit İlhanlar , Rızaiye v.b) Bu yapılar kendi başlarına hasarsız gibi görünse dahi yorgun yapı pozisyonunda olduğundan dolayı deprem sırasında tasarım dayanımın ön gördüğü ötelemeden daha fazla öteleme yaparak yandaki binaya çekiçleme etkisi ile hasar verip , çoğu zaman göçük olmasına sebep vermektedir. Çekiçleme hasarları geçmişte birçok depremde gözlemlenmiştir. 1985 Mexico City depreminden sonra yıkılan binaların %15 inde çekiçleme hasarı tespit edilmiştir (Rosenblueth ve Meli, 1986). Ayrıca 1999 yılında Kocaeli depreminde pek çok yapıda aynı durum söz konusudur.
Geçmişteki depremlerden de tespit edilebileceği gibi olası şiddetli bir deprem sırasında zaten 65.000 adet gibi gereğinden fazla riskli konut stoku bulunan ilimizde birde bu hasarsız gibi görünen yorgun yapıların kaçınılmaz olarak göçmesiyle aziz şehrimiz geri dönüşü olmayan bir yıkımla baş başa kalacağı acı bir gerçektir.
Hemen her durumun bizi ivedilikle kapsamlı bir kentsel dönüşümden başka çıkar yolumuzun olmadığı gerçeğini hatırlatıyor.
Biz elbette ki talep makamında bulunmaktayız. Mevcut yorgun ve orta hasarlı binaların şu anki ekonomik koşullar dolayısı ile yıkılıp yeniden yapılması tek başına sivil örgütlerin ve firmaların altından kalkamayacak büyüklüktedir. Devlet büyüklerimizin insanların hayatlarını kolaylaştırmak için yapmış olduğu ,kamu kurum binaları, devlet yolları, köprüleri ve mega yapıları gibi projelere verdiği önem kadar insanların hayatlarına mal olacak bu kentsel dönüşüm problemine de bir çözüm bulacağından eminiz. Bu çözümün kısa zamanda hayata geçmesi için biz elimizden gelenden daha fazlasını yapacağımıza inanabilirsiniz.