Gübretaş Gerçeği

Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı Cezmi Orkun Siyasi Gündemle İlgili Açıklamalarda bulunuyor

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Değerli vatandaşlar, AKP yönetimi, ülkenin sorunlarına çözüm üretmek yerine geleceğin zengin maden kaynaklarını saray ve eşrafına peşkeş çekmenin peşinde. Bunlardan biri de benim daha önce gündeme getirdiğim Gübretaş’ın sahibi olduğu Bilecik söğüt ilçesindeki altın madeni sahasıdır. Gübretaş 4.ocak.2022 tarihinde, Bilecik ili sınırları içinde bulunan 200709861 numaralı ruhsat sahasının sahibi olan Kavak Madencilik A.Ş’nin Hisselerinin %80’ini 1.800.000 USD bedel ödeyerek satın aldığını ve Teck Anadolu Madencilik A.Ş ile 3.Ocak.2022 tarihinde %2 rödovans karşılığı sözleşme imzalandığını duyurmuştur. 

Bu şirketlerin Ticaret sicil kayıtlarında Türk uyruklu Nuri Ceyhan ile Avustralya uyruklu Mccracken Stuart Richard’ın her iki şirket yönetiminde yer alması oldukça manidar olup Üretime geçmek üzere her türlü çalışmaların tamamlandığı belirtilen söz konusu sahanın saray ve eşrafı kontrolünde kime verileceğinin ön hazırlıkları kapsamında, Gübretaş yönetim kademesine yandaş bürokrat atamaları ile hız kazanmıştır. 
•    Ziraat bankası eski Genel Müdürü 22.Nisan.2022 tarihinde Gübretaş Yönetim Kurulu Başkanı olarak atandı.(Hüseyin Aydın)
•    Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde uzun yıllar görev yapan bürokrat 2018 yılı itibarı ile başkan vekilliği görevini yürütüyor.(Dr. Ahmet Bağcı)
•    23 ve 24. Dönem AKP’nin ordu Milletvekili 25.Mayıs.2022 tarihinde Gübretaş’a bağımsız Yönetim kurulu üyesi olarak atandı.(Mustafa Hamarat)
•    TMSF bünyesine alınan Asya Katılım Bankası Yönetim kurulu başkanı ve Genel Müdürü görevi yanında 25.Mayıs.2022 tarihinde Gübretaş Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı.(Dr. Adnan Gün)

Gördüğünüz gibi Gübretaş’ın sahibi olduğu Bilecik-Söğüt altın sahasını elde etmenin taşları döşeniyor. Çünkü; Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliğinin %75.95 oranla ortaklığına sahip Gübretaş, iştirakleri üzerindeki gizemler nedeniyle de gözlerden uzak tutulmayacak kadar önem arz etmektedir. Bu iştirakler;
•    GÜBRETAŞ tamamına sahip olduğu Maden Yatırımları A.Ş. olup Bilecik altın madeni ruhsatı sahibidir.
•    RAZİ Petrochemical Co. Tarafından işletilen gübre fabrikasının %48.88 payı Gübretaş’ın da içerisinde yer aldığı 2 Türk ve bir İranlıya aittir. Ancak bunların kim olduğu ticari sır gerekçesiyle gizliliğini korumaktadır. (Gübretaş’ın cevaplaması gereken soruları Orhan Uğurluoğlu yazısında soruyor ancak cevap yok tabi)

DOĞRU PARTİ Enerji Tabii kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı olarak olası madencilik faaliyetlerinin adrese teslim organize edildiğini ve birçok konuda paylaştığım öngörümün gerçekleşmesinden dolayı da üzüntü duyduğum bu tür peşkeş olaylarına bir yenisinin de Gübretaş üzerinden yapıldığına şahit olacağımızı not düşüyorum. İnanın yanılırsam mutlu olacağımı bilmenizi isterim.

Basında (Odatv, Sözcü,Aytunç Erkin ve Yeniçağ, Orhan Uğurluoğlu) bu konunun yer alması memnuniyetimi de belirtmek isterim. Basında yer alan bilgiler Özetle; “Gübretaş Söğüt Maden Sahası'nın ruhsatının iktidara yakın bir şirkete satılacağı, satın alacak şirket yetkililerinin  Gübretaş ile görüşmeye başladığı” duyumlarını içeriyor. 

Değerli vatandaşlar, Altın arama faaliyetlerinin çevremiz ve insanlarımızı olumsuz etkileyeceği ki, Erzincan İliç ilçesinde önceki gün yaşanan felaket bunu teyit etmektedir. Bu faaliyetlerde kullanılan kimyasalların(özellikle siyanür atıkları) olumsuz etkileri bugün olduğu gibi yıllar sonra da devam edecektir. Atık havuzlarındaki olası sızıntılar, havuzların yıkılması, taşması ve benzeri kazalar ya da atıkların doğrudan nehir ve/veya denizlere dökülmesi gibi pek çok farklı süreçle birlikte Su kaynaklarının kirlenmesi yanında dünya ölçeğinde su kıstı olan ülkemizde bu faaliyetler esnasında ayrıştırma işlemi sırasında halkın su kaynaklarının tükenmesine (1 gram altın elde etmek için 4 ton su kullanılmaktadır) neden olabilecek miktarda da su kullanılması gibi önemli riskleri taşıdığı bilimsel gerçeklerdir. 

Ayrıca, altın arama faliyetlerinin ülkemiz ihracat gelirine katkısı da yok denecek kadar az olup ülkemizi değil işleticisini ihya etmektedir. Tarım ürünlerinden elde edilen ihracat gelirlerinin, altın ihracat gelirlerinden çok daha fazla olduğunu birçok yazımda rakamlarla ifade etmiştim. Altın arama faaliyetleri ihracatta önemli bir gelir kaynağı olan tarım ürünlerinin yok olmasına sebep olduğu için mali açıdan bir anlam ifade etmemektedir. 100 ton altın üretsek ülkemize katkısı ne olur derseniz hemen söyleyeyim.

AKP yönetiminin 2023 yılı için hedeflediği 100 ton altın için devlete ödenen indirimsiz katkı payı toplamı yaklaşık 1 milyar 16 milyon dolardır. Katkı payı detayı;
2023 yılı altın üretimi   : 100 ton 
Devlet payı (%17.5)       :  17.5 ton (564.516 ons)
1 ons altın ağırlığı           : 31 gr
1ons altın fiyatı               : 1.800 USD
Devlete ödenen tutar    : 1 Milyar 16 milyon USD şeklindedir.

Yasa gereği; Madenci, ürettiği madeni kendi tesisinde işleyip son ürüne çevirirse devlet katkı payında  %40 indirime tabi olur. Bu durumda 406 milyon 440 bin dolar indirim yapılacağından devlete katkı payı  603 milyon 560 bin dolar olacaktır.

Değerli vatandaşlar, Ülkemizin katma değerine yıllık bazda bu miktardan kat kat fazlasını tarım ürünlerinden ki; fındık 2 milyar USD, bal 200 Milyon USD, Kayısı 300 Milyon USD elde etmekteyiz. Eğer altın üretimine devam edilirse bu ürünlerin artık üretilemeyeceği bilinmelidir. Tüm bu gerçekler karşısında ülkemiz insanını ve çevremizi yok etme pahasına, iktidarın Altın madenciliği ısrarı, sadece saray ve eşrafına rant sağlama anlayışını ortaya koymanın dışında bir başka anlam ifade etmiyor. 

Daha önce de yaptığımız bir çağrımızı siz basınımız aracılığıyla yineliyorum. “Sayın Cumhurbaşkanı, Çevre ve İnsan dostu iseniz Altın üretimini 100 tona çıkaracağınıza derhal var olanları kapatmanız, yenilerinin açılmasına izin vermemeniz DOĞRU PARTİ olarak size çağrımızdır.”

Altın, üretilmesi esnası ve sonrası olumsuz etkileri; Çevre ve canlıların korunması bakımından  oldukça  önemli riskler oluşturması nedeniyle ülkemiz katma değerine çok fazla katkısı olmayan siyanürlü altın arama faaliyetlerinin durdurulması, Katma değeri çok daha fazla olan tarımsal üretimin (Fındık, Bal, Kayısı vs.) desteklenmesi ve teşvik edilmesi; Hususlarından hareketle , saray ve eşrafına rant kaynağı olan tüm madencilik faaliyetlerinde, çevremizi ve insanlarımızı koruma adına, katma değeri daha yüksek olan tarımsal faaliyetleri bir planlama çerçevesinde teşvik ederek geliştirmek ve tüm Altın arama faaliyetlerini iptal etmek DOĞRU PARTİ olarak aziz milletimize sözümüzdür.
Selam ve Saygılarımla

Cezmi Orkun
DOĞRU PARTİ Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN