Meb Rehberlik Ve Denetim Başkanlığı İçin Yeni Teşkilat Yapısı Önerisi

4+4+412 yıllık zorunlu eğitimden başka eğitim öğretim görmek isteyen her bireyin bu isteğinin devlet tarafından planlanıp, karşılanması ve denetlenmesi de esastır.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı personel, öğrenci ve veli boyutuyla, MEB ya da Milli Eğitim Müdürlükleriyle mali, bilimsel ortaklıkları bulunan üçüncü şahıslar boyutuyla kamu kurum ve kuruluşları arasında en fazla paydaşa hizmet veren bakanlık yapısıdır. Eğitim öğretim hizmetleri Bakanlığın temel faaliyet alanını oluşturduğu için bütün Bakanlıklarla da hem diğer Bakanlıkların eğitim öğretim hizmetlerinin plan, program ve söz konusu eğitimlerinin denetlenmesi hem kendi eğitim öğretim hizmetlerinin denetlenmesi görevi mevcuttur. Anayasanın 42. Maddesi Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devlet’in gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasa’ya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.” hükümlerini içerir.  Bu ifadeden de aslında sadece eğitim öğretim çağ nüfusunun MEB’in muhatabı olmadığı, 4+4+4=12 yıllık zorunlu eğitimden başka; eğitim öğretim görmek isteyen her bireyin bu isteğinin devlet tarafından planlanıp, karşılanması ve denetlenmesi de esastır.

Eğitim öğretim faaliyetlerinin hitap ettiği kitle Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşlarının yanında, ülkemizde geçici sığınmacı ve vatandaşlık bekleyen yabancı kökenlilerle MEB’in muhatap evreni oldukça geniş bir ağ oluşturmaktadır. Ülkenin yüzölçümü, yedi coğrafi bölge, 81 il, 30 Büyükşehir, 922 İlçe idari yapılanması göz önünde bulundurulduğunda yurt çapında müesses resmi/özel eğitim öğretim kurum ve kuruluşlarına hitap etmek, eğitim öğretim hizmetlerinin yürürlükteki başta anayasa ve diğer mevzuata uygun, çağın ihtiyaç ve zorunluluklarına cevap verebilip veremediğinin tespit edilip, etkin, planlı, düzenli ve verimli bir rehberlik ve denetim sisteminin varlığına ihtiyaç duyulmaktadır. MEB evrenine ulaşmak, eğitim öğretim faaliyetlerini planlayıp uygulamak ve hatta rehberlik ve denetim hizmeti vermek de mali bir bütçe gerektirmektedir. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığı özellikle iktidarın da çalışmalarıyla geçmiş dönemlere kıyasla en yüksek mali bütçenin tahsis edildiği bakanlıklardan biri haline gelmiştir. Bu da MEB’in sadece eğitim öğretim değil aynı zamanda mali yönden de rehberlik ve denetime ihtiyaç duyduğu ve bu kadar yüksek bir bütçenin denetimsiz bırakılamayacağı gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı bugüne kadar Rehberlik ve denetim hizmetlerini Merkezde Teftiş Kurulu başkanlığı ve illerde başlangıçta İlköğretim Müfettişlikleri yapısı ile yürütmekteydi. Söz konusu ikili yapının varlık nedeni merkezde ve taşrada müfettiş ihtiyacına gereksinim duymanın ötesinde geçmişte sınıf öğretmenliğinde ve branş öğretmenliğinde işe alınma koşullarının farklılığı da yer almaktaydı. Öğretmen lisesi mezunları ve daha sonraki dönemlerde iki yıllık sınıf öğretmenliği mezunları sınıf öğretmeni olmaktaydı. Branş öğretmenliği içinse lise sonrası başlangıçta 2-3 yıl yüksek öğrenim, daha sonraki dönemde ise fakülte mezunu olma şartı getirilmiştir. Hal böyle olunca sınıf öğretmenlerinin disiplin soruşturma teklifleri 4357 sayılı İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif Ve Cezalandırılmalarına Ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık Ve İçtimai Yardım Sandığı İle Yapı Sandığına Ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanunun disiplin hükümleri içeren maddeleriyle; branş öğretmenlerinin disiplin iş ve işlemleri 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanunun disiplin cezası içeren hükümleriyle düzenlenmekteydi. Daha sınıf ve branş öğretmenliği farkı olmaksızın bütün öğretmenlerin fakülte mezunu olma şartı getirildi. Bunun üzerine illerdeki İlköğretim Müfettişliklerine özellikle branş öğretmenlerinin de alımı gerçekleştirildi. MEB’deki rehberlik ve denetim yapısı merkez ve taşra teşkilatından oluşan ikili bir yapı biçiminde senelerce devam etti. Ancak merkez ve taşra teşkilatında görevli müfettişlerin göreve başlamadaki farklılıkları, yetkileri, özlük haklarındaki büyük farklılıklar zamanla sorunların derinleşmesine neden oldu. Hatta ikili yapının son dönemlerinde iki yapı arasında anlamsız çekişmelerin örnekleri görüldü. Ayrıca ilde görevli müfettişlerin Valilik emriyle hizmet vermeleri nedeniyle valinin vereceği MEB’e ait kurumların dışındaki kurumların personeline ait disiplin iş ve işlemleri, ön inceleme, disiplin soruşturması, araştırma dosyaları gibi  MEB’e doğrudan hizmet vermeyen çalışma alanları da oluştu.

İl Milli Eğitim Müdürlükleri emrinde çalışan müfettişler  doğal olarak sahada yolsuzluk, usulsüzlük, taciz ve terör konularında disiplin, idari, mali ve adli teklifler getirdiklerinde, muhatapları, yerel yöneticiler ve hatta aynı yaşam hinterlandında bulunan memurların baskı, tehdit ve benzeri güvenlik sorunlarıyla muhatap oldular.  Bu nedenlerle 2017 yılında MEB teftiş yapısını merkezde tek çatı altında oluşturma kararı aldı. Ancak bu kararı uygularken Bakanlık merkezi ve taşrada hizmet veren müfettişlerini mülakata dayalı bir sınava tabi tutarak eleme yoluna gitti. Söz konusu mülakata ait kılavuz idari mahkemelerde hak kayıplarına sebep olduğu nedeniyle uygulanamaz kararlarıyla karşılık görürken; mahkeme kararlarının süreçleri beklenmeden MEB muhatap evrenine hizmet vermek üzere  mülakata giren iki müfettiş hariç bütün müfettişlerin başarılı görüldüğü mülakat sonrası 450 müfettiş Bakanlık Maarif Müfettişi olarak seçilip atandı. Bunlara ek olarak MEB’de şube müdürü ve daha üst idarecilerin arasından 25 kişi daha Bakanlık Maarif Müfettişliğine alındı. Son olarak bunların arasına İl Milli Eğitim Müdürü iken görevden alınan yöneticilerin arasından bazıları Bakanlık Maarif Müfettişi olarak atandılar. Geriye kalan İlköğretim müfettişliği kökenli Maarif Müfettişleri ve Bakanlık eski Maarif Müfettişleriyle illerde hizmet vermeye devem ettiler. İldeki maarif müfettişlerinin ilde sadece inceleme, araştırma rehberlik hizmeti vermesi; disiplin soruşturmalarını yapmaması söz konusu kanunla kararlaştırıldı. Ancak uygulamada illerdeki bütün disiplin iş ve işlemleri, yetkileri alınmış, etkisizleştirilmiş, “sadece adı müfettiş” olarak kaldığı da zikredilen Bakanlık eski müfettişleriyle, başlangıçtan beri ilde görev yapan maarif müfettişlerine 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu hükümlerine göre yürütülmeye çalışılmaktadır. Sadece 500 müfettiş İstanbul metropolüne hizmet veremezken 500 Bakanlık Maarif Müfettişiyle bütün MEB’e rehberlik ve denetim hizmeti verilmesi beklenemez. İllerdeki Maarif Müfettişlerinin sayısı da 2009’dan beri MEB’e müfettiş alımı olmadığı için gün geçtikçe; emeklilik, kurumlar arası geçiş ve ölüm gibi sebeplerle azalmaktadır. Hali hazırda illerdeki Maarif Müfettişlerinin yaklaşık yarısı 40-54 diğer yarısı 55-64 yaş aralığındadır. Şahsa bağlı bu kadronun zamanla bitmesi hedeflenmektedir. 81 ilin büyük bir kısmında sayı olarak yetersiz müfettiş bulunduğu gözlendiği gibi 4-5 ilde hiçbir maarif müfettişi bulunmamaktadır. Söz konusu iller öğretmenlerinin de çoğunun aday öğretmenlerden oluşan iktisadi yönden geri kalmış illerimizdir ki müfettiş rehberlik ve denetimine en fazla ihtiyaç duyulan illerdir. Ayrıca Büyük Şehir kapsamındaki ildeki maarif müfettişi sayısı da hizmet verilen personel sayısına oranla yok denecek mevcuttadır. MEB’in bütün birimlerindeki yetkili ve yetkisiz müfettiş sayısının toplamı; kendisiyle personel sayısı ve bütçe miktarı bakımından kıyaslanamayacak diğer Bakanlıkların müfettiş sayılarının çok altındadır.

Küreselleşen ve uluslar arası elektronik sosyal ağlarla bütün dünyaya anında “an” hızıyla bağlanabilen bireylerin vatandaşlık bağı ve aynı devlet yapısına bağlılık ülküsü içerisinde yetişmesi, eğitim öğretim kurumlarının hizmetlerinin daha kaliteli ve denetlenir olmasına bağlıdır. Bütün bu veriler bağlamında MEB’in mevcut rehberlik ve denetim yapısı, gerek maliyet ve gerek işlerlik yönüyle her geçen gün fayda yerine zarar vermektedir. MEB evreninin ihtiyaç duyduğu, rehberlik ve denetim hizmeti verilememektedir. Rehberlik ve Denetim devlet olma olgusunun vazgeçilmezidir. Devlet eğitim öğretim işlerini gerektiğinde özel sektör sayesinde yürütebilmektedir; ancak denetim işi özel sektöre terk edilebilecek veya vazgeçilebilecek bir alan değildir.

MEB’in zaman kaybetmeden rehberlik ve denetim yapısını yeniden teşkilatlandırması ve söz konusu hizmet ve görevini yurt sathına en verimli, en ekonomik şekilde teşmil etmesi elzem görülmektedir.

İşte bu yazının kaleme alınma nedeni de MEB’e yeni bir rehberlik ve denetim yapısı önerisi olarak diğer bakanlık yapılarında ve diğer ülkelerde de olduğu gibi örnekleri görülen bölge sistemi olarak adlandırılan  denetim yapısının oluşturulması gerekir.

MEB Rehberlik ve Denetim Teşkilatında Bölge sistemi neden ve nasıl oluşturulmalıdır?

1-Coğrafi bölge, iklim, ulaşım, nüfus yapısı (demografik özellikler) göz önünde bulundurularak büyükşehir idari yapılanmasına mensup şehirler esas alınarak bir rehberlik ve denetim yapısı oluşturulmalıdır.

2-MEB’e doğrudan  bağlı olacak Bölge Başkanlıklarının emrinde görev yapan maarif müfettişleri bölgenin hinterlandında bulunan bütün illerin eğitim öğretim işleri kurum ve personelinden sorumlu olmalıdır.

3-Bütün disiplin soruşturmalarının Olur’ları Bakanlıktan çıkmalı, hatta çok özel dosyalarda farklı bölge müfettişlerine disiplin soruşturmaları görev olarak verilmelidir.

4-Bölge sistemi içerisinde bütün maarif müfettişleri eğitimden geçirilip yeniden sisteme kazandırılmalı; hatta yeni alımlarla rehberlik ve denetim yapısı güçlendirilmelidir. Yeni alımlar aynı zamanda  öğretmen ve diğer personel arasında da statü, kariyer meslek arayışında olan/olacak personele pozitif motivasyon oluşturacaktır.

5-Bölge sisteminin getirilmesi MEB’in gereksiz mahkeme süreçleriyle uğraşması durumunu ortadan kaldıracak, Bakanlık da halihazırda görev yapan müfettişlerin de iş yükünü azaltacağı için doğru yürütülen iş süreçlerini ortaya çımasını sağlayacaktır.

6-MEB Bölge sistemi ile daha az maliyetle daha çok kurum ve personele rehberlik ve denetim hizmeti verecektir.

7-Bölge sistemi ile illerde hizmet veren maarif müfettişlerinin de yerelleşmesinin önüne geçilecek, geçmişte rotasyonla sağlanmaya çalışılan fayda elde edilecektir.

8-Tek bir merkezde ikamet edip bütün ülkeyi dolaşmak zorunda kalan Bakanlık Maarif Müfettişleri için de daha fazla hizmet üretirken aynı zamanda kendi ailelerine de daha fazla zaman ayırabilecekleri verimliliklerinin düşmeyeceği bir yapı ortaya çıkacaktır.

9-Bölge sistemi sayesinde rehberlik ve denetim hizmetlerinin kendisi de daha kontrol edilebilir; eşit ve benzer fiillere, eşit ve benzer disiplin tekliflerinin getirildiği görev standardizasyonun yükseldiği süreçler gelişecektir.

10-Bölge sistemi sayesinde rehberlik ve denetim hizmeti alan kurum ve personel sayısı maksimuma ulaşacağı için bütün eğitim öğretim faaliyetlerinde kalite artışları gözlenecektir.

11-Yıllardır Milli Eğitim Bakanlığında Bakan değişiklikleriyle farklı eğitim anlayışları, arayışları söz konusu olmuş ancak beklenen veya arana başarı bir türlü sağlanamamıştır. Bunun temel nedeni farklı anlayışların varlığı değil, alınan kararların ve değişim süreçlerinin işlerliğini anlatacak, rehberlik yoluyla öğretecek ve denetim yoluyla kontrolünü sağlayacak denetim yapısının bulunmamasıdır. Bölge sistemi bakanlığın eğitim öğretimi yönlendirme süreçlerinin ülkenin en uzak köşesinde bile koruyucusu olacaktır. Bir başka deyişle MEB’in bütün mevzuat birikiminin kurumlarda uygulanması, olumsuz yansımalarının tespiti ve yenilenmesi süreçlerinin takibi bölge sistemi olacaktır.

12-Teftiş sistemi yapısı içerisinde bölgeler üstü tanımlı sayıda Bakanlık merkez çatısı altında görev verilebilir. Bu bölge sisteminin varlığına zarar vermediği gibi Bölge sisteminin olası açıklarını da kapatacaktır.

13-MEB’in verimliliğini devam ettirebilmesi, sınırlı milli kaynakların maksimum verimlilikle kullanılmasıyla sağlanır. Milli kaynakların; materyal, insan, değerlendirilmesi, Milli Bekanın korunması demektir. Bu da sağlıklı işleyen rehberlik ve denetim yapısıyla işleyen rehberlik ve denetim yapısıyla sağlanabilir.

Haber Merkezi

HABERİ PAYLAŞ:

Yorumlar / 1

  • Yusuf Demirdizen | 24 Şubat 2020 23:11

    Teftiş ve denetimi yaz boz tahtasına çevirdiler. Adı müfettiş olan, denetim ve soruşturma yetkisi olmayan duruma düşürdüler. Buna rağmen 5442 Sayılı Yasa gereği soruşturmalar bu müfettişlere yaptırıldı. ME Bakanı Sayın Ziya Selçuk yaraya melhem olacak gibi. İnşallah bu kangren haline gelen teftiş yapısını düzelterek eğitim tarihine geçecektir. Kendisine başarılar dileriz.

BUNLARA DA BAKIN