Nagehan TÜRK

Ey zaman. !

Nagehan TÜRK

Kimsesizliğin kalabalığına doğan her günün güneşine hasret duygularla ,
seni, senli yaşamakla sesleniyorum sana...
.
Umuda yolculuk yapan hayat gemisinde, umut kapısıydı yürekler.
Çocukluk, kapı aralarında sessizce saklanmak,
daha sonrada bir heyecanla koşup
"sobeee" diyebilmekti sevinçle.
Ya da her düşüşlerimizde;
"acıyor ama annem öptüğünde geçer" inancını taşımaktı hüzünlerimizde.
Acılar anne dudağından gelen sıcak bir buseye yeniliverirdi.
Zor değildi ki hayat. !
Ya da zorluğun farkında değildi ufacık bedenlerimiz.
.
Öyle ki telaşlarımız bile tatlıydı.

Küçük oyunbozanlıklarımız vardı mesela.
Oyun oynarken kızdıysak;
"küstüm oynamıyorum" diyebilirdik.
Kırgınlıklar yeni bir oyunla son buluverirdi.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirdi hayat.
.
Kan-ter içindeydi neşelerimiz.
Yine de hiç şikayet etmezdik yorulmaktan.

Yüreğimiz hiç kanamazdı ki bizim.
Yürek yarası nedir bilmezdik.
Acıyan yaralarımız ya dizimizde olurdu ya dirseğimizde.
.
Biz hiç kendimiz için, gidenler için, yaşam için ağlamazdık ki.
Ağlıyorsak ya şekerdi nedenimiz ya da çikolata.

Kan-ter içindeydi neşelerimiz.
Çünkü çocuktu bedenlerimiz. !
.
Sonra ,
sonra birden değişti zaman.
Bir masal anlattı annemiz ve biz büyüdük... !
.
Değişim rüzgarları esti hayatımızda usul usul.
Çocukluk zevklerimizi kuytu köşelere sokuşturduk bir çırpıda.
Utandık hepsinden büyüdük sayarak.
Sakladık içimizdeki çocuğu kendimizden,
ayıp bilerek... !
Oysa ,
oysa ben hep sevmişimdir saklanbaç oynamayı... !!!
.
Hayata dair, yaşama dair ne varsa erteler olduk birer birer.
.
Neydi ki yaşam... ?
Gözyaşı, keder, elem. !
Neydi ki hayat... ?
Özveri, mutluluk, huzur. !
.
Yok yok,
yaşamda olan hiçbir şey basit bir kuralla anlatılamaz.
Hiçbir hakikat bir kaç kelamla tanımlanamaz.
Yalan yanlış yapıp sahiplendiklerimizin adı hakikat olamaz.

Ne ki yaşam… ?
Ne ki hayat... ?

Sahi hakikat nedir... ?

-Nagehan Türk-
*Sol yanıma minnetle.!
 

Yazarın Diğer Yazıları