"Akıllı düşman akılsız dosttan iyidir." Diye veciz bir Arap atasözü vardır. Çok önemli bir hakikati ifade ediyor... İzleyici olarak bir programa katıldım. 76 yıl önce kapanan Köy Enstitülerinin tartışmaları bitmiyor. Doğrusu, Köy Enstitüleri hakkında yanlış kanaatlerin paylaşılması ve ifade edilmesinin devam etmesine üzüldüm.
Bilhassa 1970’lerin ideolojik kamplaşmasını ifade eden Sağ ile Sol görüşlüler arasında pek fark kalmadı. Çünkü Sağcılar da Köy Enstitüleri hakkında Solcular gibi bir kanaate sahip olmuşlar. İstanbul Türk Ocakları Başkanı Dr. Cezmi BAYRAM Bey; Sağ görüşlülerden duyduğu yanlışları düzeltebilmek ümidiyle Kovit 19'dan dolayı evlere kapandığımız döneminde Köy Enstitüleri hakkında muazzam bir kitap yazdı. Dr. BAYRAM diyor ki:
"Köy Enstitüleri başlangıçta bir vakıa idi. Ama daha sonra hakkında öyle menkıbeler uyduruldu, öyle hikâyeler yazıldı ki gerçeklerden uzaklaştı ve bir masal hâline geldi."
Köy Enstitüleriyle ilgili tartışmalarda “bu kurumların Amerika’nın yeşil kuşak projesi kapsamında kapatıldığı, bunların yerine İmam Hatip okullarının açtırıldığı” iddialarını da kitabında işleyen BAYRAM: "Truman Doktrini-Marshal Planı ve dönemin ABD Ankara Büyükelçisinin ABD Dışişleri Bakanı’na yazdığı mektuba da yer vermiştir…
Ancak, işin gerçeği ise, CHP Kurultayı’nda alınan din eğitimi ile ilgili kararlar, Marshal Planı’na bağlı yardım antlaşmasından önce alınmıştır. Bahsi geçen mektupta konu ile ilgili ABD’yi ikaz eden ifadeler de, bu konudaki hazırlıkların Türk Hükumetleri tarafından daha önceden başlatıldığını gösteriyor.
Uzun yıllar Türkiye'de görev yapan Almanya Elçilik görevlisi Gothar JASHKE (Meşhur Türkolog) yazdığı kitapta: “Türkiye’nin birçok köyünde 1946’da cenazeleri kaldıracak hoca bulunmadığını” yazar. Köylerden Halk Partisi Meclisine şikâyetler geliyor: “Cenazemiz ortada kaldı, buna bir çare bulun” diye. O zaman halk Partisi Meclisi toplanıyor, uzun müzakereler sonucunda 10 aylık kurslar halinde İmam Hatip kursu açılmasına karar veriliyor.” Yani imam-Hatip Yetiştirme Kursları ihtiyacı karşılamak amacıyla açılmıştır.
Köy Enstitüleri mi? İmam-Hatip Okulları mı? Hangisini tercih edelim?.. Diye peşin hükümlü davranmak doğru olmaz. Çünkü bu işi ihtiyaca göre değil de ideolojik tercihlerle göre yaparsanız, ülke harap olur!.. Birini el üstünde tutup, ötekini dışlamak akıl karı değildir. Her ikisi de ihtiyaç varsa ve ihtiyaç kadar olmalıdır.
Köy Enstitüleri konusu TBMM’de Gizli Oturumda görüşülmüş ve Meclis'teki görüşmelerde DP ile CHP tek yumruk olmuşlar. Oda Tv.’de bu gizli oturum hakkında bir yazı yayımladı. Oradan bakılabilir. Belgeler korkunç…
“Van Milletvekili Merhum Kinyas KARTAL, Ağalık düzeni yıkılmasın diye Köy Enstitülerini kapattı.” İddiası büyük bir iftiradır. Köy Enstitüleri 1947’de kapanmış; Kinyas KARTAL, 1965’te milletvekili olmuş. Asla, hiç alakası yok…
Yazının başında bir Arap Atasözüne yer vermiştim; aklı dışlayan ve fevri davrananların sebep olduğu sonuçlar (zarar) Sovyetler Birliği’nde somut olarak yaşanmıştır. Şöyle ki,
Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Stalin "Aile, burjuvazinin bir yansımasıdır" diye 1920'lerin sonunda yaptığı yasal düzenlemeyle aileyi kaldırır. Sokaklara dağılan 15-16 yaşındaki çocukların, bilhassa istasyonlarda işledikleri gasp, soygun, tecavüz ve adam öldürme suçları tırmanır. Komünist Eğitim sisteminin kurucusu sayılan Makarenko, o işleri yapan Stalin'i uyarır. Fakat Stalin dinlemez, Makarenko'yu görevden alır. Ve Stalin'e "Aileyi kaldırmakla emperyalizme hizmet eden nesiller yetiştiririz,” der. Stalin Gençliğin halini görünce, Kanunu değiştirerek AİLE'Yİ yasayla kabul etmek zorunda kalır. Makaronka'yu tekrar eğitim işinin başına getirir.
Türkiye’de 1940'larda dine müdahale oldu mu? Sorusuna hayır, olmadı diyen varsa
1- Köy Enstitülerinin anlatan İsmail Hakkı Tonguç'un oğlu Engin TONGUÇ'un yazdığı kitaba bakabilir. Cami imamlarına düşmanlığı oradan okuyabilir.
2- ‘Dinsiz’ nesil’ yetiştirilmek istendiğine ilişkin 17 Mayıs 1943 tarihli ve 653 sayılı resmi bir belge var. Belge, Dâhiliye Vekâleti Matbuat Umum Müdürlüğü, yani 1940’larda İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlü Vedat Nedim TÖR’ün; emriyle Diyanet İşleri Başkan Yrd. Ahmet Hamdi Akseki tarafından yazılan ‘Hz. Muhammed’e Dair’ isimli kitap İçişleri Bakanlığı tarafından toplattırılmıştır. Kitabın toplatılmasının gerekçesi oldukça ilginç!..
"Biz her ne şekil ve suretle olursa olsun memleket dâhilinde dini neşriyat yapılarak dini bir atmosfer yaratılmasına ve gençlik için dini bir zihniyet fideliği vücuda getirilmesine taraftar değiliz." Diye Diyanet’e cevap yazılmış Vedat Nedim TÖR imzasıyla yazılıyor. Ord. Prof. Dr. Ali Fuat BAŞGİL’in “Din ve Laiklik” kitabında belgenin orijinali vardır.
Rahatlıkla Türk Eğitim Tarihinin en ünlü/en büyük eğitimcileri diyebileceğimiz: Prof. Dr. İsmail Hakkı BALTACIOĞLU, Prof. Dr. Kemal AYTAÇ ve Prof. Dr. Yahya AKYÜZ gibi hocaların hocaları; Köy Enstitülerini Pedagojiye uygun bulmaz, aykırı görürler.