Bana göre, din/medeniyetlerin kadına bakışını en tarafsız yansıtan eser: Mega Trend 2000 Yazarları tarafından yazılan KADININ ÖNLENEMEYEN YUKSELİŞİ kitabıdır.
Bu kitabı yazanlar (Naisbitt, J, J. ve Aburdene, P.) (1999), büyük dinlerin kadına bakışını tarafsız yazdıkları söylenebilir. Yahudilik ve Hristiyanlık başta olmak üzere dinlerin kadını aşağıladığını ve kadına değer vermediğini hoş olmayan somut örneklerle açıklamışlar...
Lakin, İslam'a gelince, kitabı yazan Naisbitt, J, J. ve Aburdene, P.; Kur'an'ı Kerim'in ayetleri ile Hz. Muhammed’in kadınlar hakkında sözlerine (Hadislere) göre; İslam'ın kadına bakışını yazdıkları için uygun yazmışlar. (Daha fazlası beklenemez.)
Müslüman olmayan o yazar grubu, İslamiyet’in kadına bakışını doğru yazmışlar. Şayet, Müslüman yazarların kitaplarından alıntı yaparak yazsalardı, durum değişirdi. Çünkü Arap ve Fars kültürünün kadına bakışını İslam'ın bakışı diye sunmuş olurlardı...
Asla ve hiç tartışılmaz "büyük âlim" ilan ettiklerimizin dualarında: "Kadın günahların öznesi, günahların işlenmesine sebep olan varlık olarak sayılmıştır." Hatta kadını, günah işlemeye sebep olma yönüyle Şeytan’la özdeşleştirenler olmamış mıdır?..
Sanki erkekler günahlardan münezzeh, kötülüklerden arınmış ve kadınlar olmasa hiç günah işlemezlermiş...
Âdem’le Havva’dan beri kadın suçlanmaktadır. İslamiyet’in doğuşundan önce dünyada yaygın olan birtakım inançlar, hurafeler Peygamberimizin vefatından sonra İslam’a taşınmıştır. Kadınlar, bu hurafelerin tesiriyle suçlanmaktadır.
Elbette kadınlar günahtan münezzeh değildir; fakat günahkârlık veya kötülük yalnızca bir cinsiyete özgü değildir. Günahkâr veya kötü olan kadın olabildiği kadar erkek te olabilir…
Peygamberimizin, Hz. Ali'ye: "Sen Kur'an'ın yanlış yorumlayanlarla çok mücadele edeceksin" dediği rivayet edilir. "Ben Kur'an'ın tenzili için harp ettim. Sen de tevili için harp edeceksin."
Hz. Ali (r.a), bu hadisin tabiriyle kendi zamanında Kur'an’ı yanlış anlayarak, teviller yapıp yanlış hareket edenlere (Haricilere) karşı Kur'an’ı doğru anlamak hususunda tebligat ve vazife ifa edip, inatçılarla savaşmıştır.
Fakat kendi yorumlarını yegâne doğru görüş diye ısrarla savunanlar, fikirlerini topluma dikte ettirmekte...