YOL HARİTASI(4)

Değerli vatandaşlar, öncelikle ülkemizin düşman işgalinden kurtuluşunu ve ulusumuzun bağımsızlığını müjdeleyen 30.Ağustos Zaferi'nin 100. yıldönümünü milletçe birlik ve beraberlik içerisinde büyük bir gurur ve coşkuyla kutluyorum. Önceki yazımda belirttiğim üzere diğer siyasilerin ne yaptığı değil bizim DOĞRU PARTİ iktidarında yapacaklarımızı, akıl ve bilime dayalı çözüm önerilerimizi konu başlıkları altında özetleyerek sizlerle paylaşacağım. Bu yazımda 'Asayiş' ile 'suç ve terörle mücadelede insan hakları' konularındaki hedeflerimizi aktaracağım.

ASAYİŞ
Toplum huzuru, can ve mal güvenliği, devletin temel görevleridir. Ancak bu görevler yapılırken, Ulu önder Atatürk’ün “Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne kadar şefkatli olmalıdır.”  Anlayışı hakim kılınmalı ve Asayiş için Emniyet, Jandarma ve İstihbarat teşkilatlarının tüm vatandaşlara eşitlik ilkesi kapsamında yaklaşması ve masumiyet karinesi uygulanmalıdır. Asayiş sorunlarının çözümünde; güvenlik güçleri, suça ve teröre karşı kamuoyu, yargı ve devletin kararlı duruşu esas alınmalıdır. Yani;
•    Terörün, çocuk istismarının, kadın cinayetlerinin, çocuk ve kadına uygulanan şiddetin, sıradan olaylar gibi kanıksanmasının önüne geçilmesi,
•    Ekonomik yoksulluğun, toplumsal ahlak ve bireysel vicdan çöküntüsünün suç işleme eğilimlerini ortadan kaldırılması, 
•    Etkin eğitim reformuyla okullarda ve okul dışı alanlarda, teröre karşı, kadın ve çocuk suçlarına karşı, doğru vatandaşlık eğitiminin verilmesi, 
•    Terör ve her türlü suçla mücadelede, emniyet ve jandarma teşkilatının, gelişmiş teknoloji ürünleriyle desteklenmesi, 
•    Polis koleji ve akademilerin yeniden kurulması, insan hakları ve mesleki etik temeline dayalı çağdaş eğitim sisteminin tesisi, 
•    Türkiye’ye kırk yıldır yaşatılan PKK terörünün bitirilmesi için, destek olan yakın ve uzak tüm ülkelere açık ve net biçimde tepki konulması, 
•    Terör yapanlar ve teröre destek olanların, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uygun şekilde cezalandırılması,
•    PKK terörü gibi, dış politikadaki hatalar sonucu silahlı İslami Cihat örgütlerinin ülkemizde hücreler kurmasının önlenmesi,
•    İstihbarat, Emniyet ve Jandarma işbirliğiyle İhvan zihniyetinin silahlı çete örgütlenmesinin durdurulması, uyuyan hücrelerin derhal sınır dışı edilmesi,
•    Çalışan ve emekli polislerin özlük haklarının yeniden düzenlenmesi, polis teşkilatı yapısı, görevi ve yetkilerinin günün koşullarına uygun hale getirilmesi,
•    Polis teşkilatının, Devlet Memurları Kanunu kapsamından çıkarılıp, özel bir personel kanununa bağlanması, 
•    Polis ve Jandarma Teşkilatlarının iktidarın değil, devletin kolluk gücü olarak çalışması ve siyasi baskıdan uzaklaştırılması için, gereken önlemlerin alınması,
•    Keyfi disiplin cezalarına, sürgünlere, atamalara ve terfi uygulamalarına son verilmesi, 
•    Polis teşkilatını yönetenlerin, meslek içerisinden liyakata göre belli sürelerle atanması, 
•    Polis teşkilatında branşlaşma ve uzmanlaşmanın önünün açılması,
•    Ülkemizdeki tüm sığınmacıların kayıt altına alınması, bir program dahilinde ülkelerine dönmelerinin sağlanması ve bazı sığınmacılara verilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının iptal edilmesi.

SUÇ VE TERÖRLE MÜCADELEDE İNSAN HAKLARI
Atatürk’ün, “İnsan tıpkı tabiat gibidir, ortadan kaldırılamaz. Tıpkı ruh gibidir, yok edilemez. Zamana benzer; zengin-fakir, yaşlı-genç, siyah-beyaz, uzun-kısa, hepimize aynı davranır.” İfadesi çerçevesinde; suç ve terörle mücadele ederken, temel insan hakları ve demokrasi arasındaki hassas dengeyi sağlamak devletin görevidir. Bu kapsamda;
•    Toplumun huzuru ve insanın en temel hakkı olan yaşam hakkının güvenliği için, suç ve terörle mücadeleden asla taviz verilmemesi,
•    Etnik köken, mezhep veya inanç farkları nedeniyle, insanlara kaba kuvvet kullanımının engellenmesi,
•     Terörle pazarlık olmaz, toplumsal huzur ve bir başka kimlik veya inanç grubunun özgürlüklerini gözeterek mücadele ederken, yerel yönetimlerin güçlenmesi ve demokrasiden asla taviz verilmemesi,
•    Bireylerin ve sivil toplum örgütlerinin toplantı ve gösterilerle demokratik hak arama özgürlüğünün, hiçbir şekilde engellenmemesi.

Değerli vatandaşlar, ülkemiz ve milletin menfaatleri doğrultusunda sizlerle birlikte gerçekleştirmek ve gelecek nesillere aydınlık bir Türkiye bırakmak için bunların tamamına odaklanarak hazırlıklarımızı tamamladık. İktidarımızda mutlaka yapacağız. 
DOĞRU PARTİ SÖZ VERİYOR. SÖZÜMÜZ SÖZDÜR.

Selam ve Saygılarımla

Cezmi Orkun
Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı
(Enerji, Tabii Kaynaklar ve Madencilik Politikaları Başkanı)                                         

                                                                                            Devam edecek

Bakmadan Geçme