Genel Başkan Kılıçdaroğlu, 'Direnme hakkı evrensel bir haktır'

Direnme hakkı, baskıya, zulme karşı direnmektir. İnancımızda da vardır bu, zulme teslim olmak bizim kitabımızda yoktur' dedi.

PAYLAŞ
Harput Sancak Haber - Harput Sancak Haber

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN; 10.02.2015 TARİHİNDE GRUP GENEL KURULU TOPLANTISINDA HÜKÜMETİ AĞIR BİR DİLLE ELEŞTİRDİĞİ KONUŞMA;

-”Bir toplumu meşru müdafaa çizgisine çekerseniz, baskıyı o noktaya getirirseniz, toplumun da meşru müdafaa hakkı doğar, bunu hiç kimse unutmasın”

-“Taksim  meydanında duran adam. Direnme hakkı budur. Polis copla geliyor, karanfil veriyor. Direnme hakkı budur. TOMA su sıkıyor. Sık ulan diyor, göğsünü geriyor,  istediğin kadar sık diyor. İşte direnme hakkı budur.”

-“Sözde içgüvenlikle ilgili yasa getiriyorlar kamu düzenini korumak üzere. Yasalar sana yetki vermiş ama senin bakanın kalktı, bunları önleyeceği yerde Rıza Zarraf’ın önüne yattı. Davutoğlu’ da abisinin önüne yattı.”

-“Sapanla taş attı 4 yıl, silahla adam vurdu bir yıl. Hangi ülkede var bu?”

-“Halkı kandırıyorlar, söylediklerinin,  getirmek istedikleri cezaların  tamamı kanunlarda  var. Ama ortada başbakan yok,  hükümet yok. Boşluk var. Türkiye iyi yönetilmiyor.”

-“Ülkede işsizlik var, tık yok. Yoksulluk var, tık yok. Emekli geçinemiyorum diyor, tık yok. Doğu güneydoğuda elini silahını alan yol kesiyor, tık yok. Açık ve net söylüyorum. Biz kendi ülkemizde birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Baskı istemiyoruz, şiddet istemiyoruz. Kendi yaşamımızı sürdürmek istiyoruz. Bizim derdimiz bu. En önemlisi kendi ülkemizde huzur istiyoruz. Bırakmışsın bunların tamamını bir köşeye, biz bu yasayı çıkaracağız. Çıkar bakalım ne olacak?”

-“Devletin raporundan okuyorum. Hayatın gerçeği, Habur-Silopi yolunda  yaşananlar. Sonuç,  kaymakam bir yere gidemiyor, emniyet müdürü sokağa çıkamıyor. Güvenlik yok. Senin elini biz mi tuttuk?  Sen  bunun hesabını verebilir misin Davutoğlu?”

-“”23 Nisan çocuğu” dedik ya, 23 Nisan’da başbakanlık koltuğuna çocuk otursaydı daha dirayetli davranırdı. Sen oturuyorum diyorsun, oturuyorsun da ne kolun kaldı ne kanadın?”

-“Başbakanlık koltuğu o kadar boş ki, adam bir şey diyor, ertesi gün yalan olduğu ortaya çıkıyor. Çıktı dedi ki, il ilçe başkanları mal bildiriminde bulunacak. İçimden dedim ki, helal olsun valla. Arkadan abisi dedi ki, sen ne yapıyorsun ya, il ilçe başkanı bulamazsın, herkes malı götürüyor dedi. Ne oldu? tak geri adım attı. Ben sana diyorum zaten sen başbakan değilsin diye.”

-“ Kalktı, büyük kentlerde imar rantları varmış, bunları vergileyeceğiz dedi. Arkadaşlara dedim ki hemen destek verelim. İki gün sonra, çıktı dedi seçimlerden sonra bakacağız. Bu kişinin başbakanlık yapma iradesi ve gücü yoktur.”

-“ Çağırmış, siz kendiniz talep edin, dört bakan Yüce Divan’a gidecek demiş.  Ne oldu? Abi müdahale etti dört bakan Yüce Divan’a gitmedi. Siz buna nasıl başbakan diyeceksiniz? Hangi iradeden söz edeceksiniz?”

-“ Ben senin başbakanlık yapmanı istiyorum, kukla olmanı istemiyorum. Kukla başbakan olmaz diyorum.”

-“AKP’nin bir il kongresinde afiş hazırlanmış. Ustanın çırağı diye. Vallahi çırak bile olamazsın sen. O nedenle merkez bankasından sorumlu başbakan yardımcısı etkisiz eleman konumuna düştü. Başbakan da topal ördek.”

-“Türkiye’nin toplam dış borcu 910 milyar lira, 16 ocak 2015 itibariyle. Dolar dün 2,50 oldu. toplam borcumuz 990 milyar liraya çıktı. Aradaki fark 80 katrilyon lira. Hiç kimse taş atıp kolunu yormadı. Durduk yerde dış borç faturası 80 milyar lira arttı. Özel sektörün 632 milyar lira dış borcu var. Dolar çıkınca dış borç 687 milyar liraya çıktı. Toplam 55 milyar lira ek yükün altına girdi bizim sanayicimiz. Ne olacak? Önümüzdeki günlerde zammı göreceksiniz.”

-“Peki bundan kim kazandı? Ayakkabı kutusunda dolar saklayanlar köşeyi döndüler, dolar fırladı. İsviçre bankalarında hesabı olanlar köşeyi döndü. Dün açıklandı eminim birinin yüreği perişan olmuştur. Bu vesileyle açıkça söylüyorum. Bir dönem sayın cumhurbaşkanının 8 ayrı hesabı olduğu söylenmişti, gidip başvurması gerekiyordu ama başvurmadı.”

Efendim, 1980 – 2002. 22 yılda Türkiye’nin ödediği faiz 135 milyar lira. Faizlerin gecelik 1500’e çıktığı dönemler dahil. 12 yılda ne kadar? 135 milyar değil, 200-300-400 de değil, 598 milyar lira faiz ödendi. Bu parayı kim ödedi? Emekliler ödedi, işsizler ödedi, çiftçiler ödedi, memurlar, sanayiciler ödedi, üretenler ödedi. Bütün fatura buraya çıktı. Emekli diyor ki aldığım aylık az, e az tabi, nasıl versin faiz lobisine veriyor. Asgari ücret düşük, e düşük tabi, faiz lobisine çalışıyorlar.”

-“Emekli kardeşlerime sesleniyorum. Şanlıurfa’daki kardeşlerime sesleniyorum. Önümüzdeki süreç hepimizin yeniden düşüneceği bir süreçtir. Huzurlu bir Türkiye istiyorsak, herkesin işi aşı olsun istiyorsak, artık yeniden düşünmek zorundayız. Birinci sınıf demokrasi içinde yaşamak istiyorsak yeniden düşünmek zorundayız. Emekli kardeşim aylığın mı düşük, taşeronda çalışan kadrolu mu olmak istiyorsun, çiftçi kardeşim ürünün karşılığını mı almak istiyorsun, adresin belli CHP.”

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN