Harput Sancak Haber Haberleri

Harput Sancak Haber Haberleri

Harput Sancak Haber haberleri, haber editörü Harput Sancak Haber tarafından kaleme alınan son dakika haberler bu sayfada.

Malatya’nın Yazı Ayrı Kışı Ayrı Güzel

• Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından şehrin 52 farklı noktasında 500 bin Hercai Menekşe ile 50 bin Süs Lahanası toprakla buluşturuluyor.

''Çocuğu sevgiden yoksun bırakmak ileriki yaşantısı için duygusal istismar içeriğinden biridir''

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Engin Eker, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünün 71'inci yıldönümünde konuyla ilgili farkındalık yaratmanın önemine vurgu yaptı.

GÜNÜMÜZDE ŞİDDET ARTARAK DEVAM EDİYOR

Dr. Engin Eker, gelişen teknolojinin şiddetle olan bağı için 'İnsanlar, teknolojik gelişimin de etkisiyle güvenli bağlanma yaşayamamakta ve bu durum da kişilerin mentalizasyon kapasitelerini düşürmekte. Yani artık kişiler diğerlerini iç dünyası, özlemleri, umut ve beklentileri olan varlıklar gibi değil sadece davranıştan ibaret olan varlıklar olarak deneyimlemekte. Bu durum da sadece kendi arzumuza odaklanmamız sonucunu doğurmaktadır. Sadece kendi arzumuz ve doyumumuz söz konusu olunca engellenme tahammül edilemez bir şey olarak yaşanmakta ve saldırgan davranışın ortaya çıkması kolaylaşmaktadır' diye konuştu.

Şiddet kavramının içeriğinin iyi bilinmesi gerektiğini söyleyen Dr. Engin Eker 'Ne olduğu tam kavranamayan boyutlarının tamamından haberdar olunmayan bir şeyin önüne geçilemez. Şiddet dediğimizde çoğu insanın aklına fiziksel şiddet gelir fakat şiddetin, fiziksel ve cinsel şiddet başta olmak üzere, bütün şiddet türlerinin şemsiyesi olma niteliğinde olan duygusal şiddet, ekonomik şiddet gibi farklı boyutları vardır' dedi.

ÇOCUKLARA İNSAN HAKLARININ ÖNEMİ NASIL ÖĞRETİLMELİ?

Dr. Engin Eker çocuklara hakların nasıl öğretilmesi gerektiği konusunda ise şunları söyledi: 'Bir çocuğu sevgiden yoksun bırakmak veya çocuğun sevilmediğini düşünmesine yol açmak farkına kolay kolay varılamayan fakat çocuğun ileriki yaşantısı için büyük önem arz eden duygusal istismar içeriğinden biridir. Çocuklara bir olguyu en kolay öğretmenin yolu onu görerek öğrenmesini sağlamaktır. Dolayısıyla bir uygulamayı çocuğa aktarmak istiyorsak o uygulamanın en büyük uygulayıcısı kendimiz olmalıyız. Ailelerin bu konudaki tutumlarını değiştirmek için eğitim kuruluşlarına ve yayın organlarına önemli görevler düşmektedir. Bilgilendirici ve öğretici içeriklerle eğitim seminerleri düzenlemek ve katılımın sağlanmasını gerçekleştirmek bu bilgilendirmelerin ailelere ve dolayısıyla çocuklara ulaşmasını sağlayabilir. Yetişkinlere yapılan benzer uygulamalar, çocuklara onların anlayabileceği şekilde aktarılabilir' 

AHLAKİ GELİŞİMLERİNİ TAMAMLAMIŞ BİREYLER HAKLARI ÖNEMSER

Dr. Eker insan hakları kavramıyla ilgili 'O beni öldürünce insan hakları olmuyor, ben öldürene tepki gösterince insan hakları oluyor' şeklindeki çelişkiyi şöyle açıkladı:  'Yaşama hakkı insanın en temel haklarından biridir.  Diğer haklarda geçerli olduğu gibi insanın böyle bir temel hakkına saldırı, onu öldürme veya öldürmeye kastetme gibi kabul edilemez bir hak ihlalidir. Bazı bireyler kişilik örgütlenmeleri ve çevresel faktörler sebebiyle hak ihlallerinde bulunabilirler. Bu psikopatolojik durum köklerini ne kadar ilkel döneme dayandırıyorsa o kadar soğukkanlı ve bir duygu ortaya çıkarmadan bu ihlalleri gerçekleştirirler. Ahlaki gelişimlerini gerçekleştirmiş ve düşünme becerilerini geliştirmiş bireyler kendi haklarını korudukları gibi hak ihlallerinin de önlenmesi konusunda yerlerini alırlar. Burada temel husus, bir hak savunucusuyken karşı tarafın haklarını farkında olmadan ihlal edip hak ihlalcisi konumuna düşmemektedir.'

Şiddete uğrayan kadınların sadece yüzde 11'i hakkını arıyor

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Türk Ceza Hukuku Derneği tarafından düzenlenen, 'Kadına Yönelik 'Erk'ek Şiddetiyle Mücadele' sempozyumu, akademisyenler, İstanbul Barosu, İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı, Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği, Türk Ceza Hukuku Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi birçok kurum temsilcisini bir araya getirdi. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında gerçekleştirilen sempozyumda, pozitif hukuk düzenlemeleri ile kriminoloji, sosyoloji, adli tıp, psikoloji gibi pek çok farklı perspektiften kadın haklarıyla ilgili sorunlar ele alındı. Sempozyumda, sivil toplum temsilcilerinin de katılımıyla konunun incelenmesi ve bu alandaki mücadeleye katkı sağlanması hedeflendi.

TÜRKİYE'NİN ÖNCELİKLİ SORUNU ÖNLEMEDİR

Etkinliğin açılış konuşmalarında söz alan BİLGİ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, 'Yapılan bir araştırmaya göre; yurttaşlar davalar kendisinin aleyhine ya da lehine de sonuçlansa esas olarak süreç adaletini önemsiyor ve yargıya başvurdukları ilk andan itibaren adaletli bir sistem istiyorlar. Ülkemizde bir yılda 450 kadının erkekler tarafından öldürülmüş olması, esas olarak önleme konusunda sorun yaşadığımızın bir göstergesi' dedi. Bir diğer açılış konuşmacısı Türk Ceza Hukuku Derneği Başkanı Avukat Mehmet İpek ise Dünya Ekonomik Forumu'nun 2018 Cinsiyet Eşitliği Raporu'na göre, 149 ülke arasında Türkiye'nin Katar ve Cezayir'in ardından 130. sırada yer aldığını belirtti. BİLGİ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Ceza Hukuku Derneği Yönetim Kurulu üyesi Dr. Buket Soygüt ise sempozyum başlığında yer alan 'Erk' kavramına dikkat çekerek, kadını şiddete maruz bırakan tüm sosyal ve siyasal yapıları kavramak, teşhir etmek ve dönüştürmek gerektiğini söyledi.

KADIN HAREKETİ UYGURLAŞMA HAREKETİDİR

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkan Yalçın 'Türk Ceza Hukukunda Kadın' başlıklı konuşmasında, 'Hukuk sistemleri uzun bir süre kadınları görmezden geldi. Bu süreçte kadınlar var olmakla ait olmak arasında kaldı. Özellikle cinsel suçlar söz konusu olduğunda kadın, iffeti üzerinden değerlendirildi' dedi. Kadını damgalayan ve aşağılayan dil kullanımının hukuk aracılığıyla değiştirilmesinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Yalçın, 'Türkiye otoriterleştikçe, demokratikleşmeden vazgeçtikçe, hukuk ve sosyal devlet kurumları oturmadıkça bizler bu şiddeti yaşamaya devam edeceğiz. Kadına şiddetle mücadelede konusunun sadece hukuk yoluyla çözümü mümkün değil. Öncelikle toplumsal algının dönüşümü gerekiyor' şeklinde konuştu. Yalçın konuşmasını, 'Kadın hareketi sadece kadınların değil demokratikleşmenin, uygarlaşmanın da hareketidir ve bu hareketin erkeklerle birlikte yürütülmesi gerekir' diye konuştu. 

ŞİDDET GÖREN KADINLARIN SADECE YÜZDE 11'i HAKKINI ARIYOR

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'ndan Uzm. Dr. Gülsüm Önal Kav, kadınların hak arayışlarının bir sonucu olarak öldürüldüklerine dikkat çekerek, 'Türkiye'de şiddete uğrayan kadınların sayısı çok yüksek olsa da bu kadınların sadece yüzde 11'i hak arama yollarına başvuruyor. Bu nedenle şiddete maruz kalan kadınlara ulaşmak ve kadın hakları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla ciddi bir emek sarf ediyoruz' dedi. Kandiyoti'nin 'Türkiyeli kadınlar özgürleşmiş ancak doğmamıştır' sözüne atıfta bulunan Önal Kav, 'Belki de bu süreç bir doğum ve başkaldırı evresidir. Kadınlar artık haklarının farkında ve daha güçlü' diye konuştu.

SADECE FİZİKSEL DEĞİL PSİKOLOJİK ŞİDDETİN DE İZİ SÜRÜLMELİ

Türkiye İnsan Hakları Vakfı'ndan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, 'Kadınlar, sadece fiziksel değil hakaret ve aşağılama gibi psikolojik şiddete de maruz kalıyor. Ancak mahkemeler psikolojik değerlendirmeyi teorik olarak kabul ediyor gibi görülse de pratikte bunun bir yaptırımı olmuyor. Erk şiddet uygulamaya devam edebilir burada önemli olan bizim bu şiddeti nasıl görünür kılabileceğimiz ve şiddet görenleri nasıl koruyabileceğimizdir. Bu izlerin sürülmesi süreci ise ancak bir hastane ortamında mümkün olabilir.  Ve bu iz sürülürken kimliğin hiçbir şekilde kayda girmeyeceği kodlama sistemleriyle bir mekanizma kurulması gerekmektedir' dedi.

MOBBİNG MAĞDURLARI 32- 55 YAŞ ARASI KADINLAR

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülsevil Alpagut, 'Mobing cinsiyet ayrımı gözetmeyen bir kavram ancak yapılan araştırmalarda mağdurların, yetkin, eğitimli, işini iyi yapan, yaratıcı, açık sözlü, 32 – 55 yaş arası kadınlar olduğu görülüyor' dedi.

6284 SAYILI KANUN UYGULANMIYOR

Mor Çatı gönüllü avukatlarından Selin Nakıpoğlu şunları söyledi: '6284 sayılı Kanun aslında pek çok imkanı barındırıyor ancak mülki amirler, muhtarlar bunları uygulamıyor, kağıt üzerinde kalıyor. Kimlik değiştirme imkanı da var, ancak kadın eski kimliğiyle elde ettiği haklarını kullanamıyor. Kadın tüm bunlar için uğraşırken ve yeniden mağdur oluyor'

İZLANDA'DA DAHİ KADINA NAFAKA ÖDENİYOR

İstanbul Barosu'ndan Av. Hülya Gülbahar, 'Kadın erkek eşitliğini sağlamada dünyanın bir numaralı ülkesi İzlanda'da kadın işsizliği oranı yüzde 2.5, kadın okuma yazma oranı ise yüzde 100. İzlanda'yı Norveç ve İsveç izliyor. Buna rağmen bu ülkelerde nafakanın kaldırılması konusu tartışılmıyor bile. Almanya, Belçika gibi bazı ülkelerdeyse nafaka öldükten sonra bile devam ediyor' şeklinde konuştu.

ISRARLI TAKİP ŞİDDETE DÖNÜŞME POTANSİYELİ TAŞIYOR

BİLGİ Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi ve Türk Ceza  Hukuku Derneği Yönetim Kurulu üyesi Dr. Buket Soygüt, 'Israrlı takip bizde ayrı bir suç olarak düzenlenmemiştir. Daha çok TCK m.123 'huzur ve sukunu bozma suçu' kapsamında değerlendirilmektedir. Bu madde ve uygulamada kullanılan diğer ceza hükümleri yetersiz ve muğlak olup esasen cezasızlık yaratmaktadır. Eziyet suçu ise hiç değerlendirilmemektedir. Oysa, hem AİHM kararları hem İstanbul Sözleşmesi uyarınca Türkiye bu eylemleri cezalandırmakla yükümlüdür.  Cezalandırma ihtiyacı, eylemlerin tekrar ederek belli bir yoğunluğa ulaşması ile mağdurun korku içinde yaşamasına ve hayat rutinini değiştirmesine neden olması ancak daha yakıcı olarak şiddete dönüşme potansiyeli taşımasıdır' diye konuştu. 

EĞİTİME VE ÇOK KARARLI BİR DEVLET POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR

Etkinlikte hem oturum başkanlığını yürüten hem de kapanış konuşmasını yapan, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Nazan Moroğlu ise '2002 yılına kadar Türkiye'de Medeni Kanun Değişikliği yapılmadığı için toplumsal yapıyı düzenleyen Aile Hukuku, erkek ailenin reisidir diye başlardı dedi ve ekledi: Kadın ise bir birey değil sadece ailenin bir üyesi olarak görülürdü. Bu yılların ardından kadına şiddetle mücadelede artık elimizde hukuksal bir dayanağımız var. İstanbul Sözleşmesi'nin ve 6284 Sayılı Kanun'un kabulü kadın hakları konusunda bir zemin hazırlayabilir. Ancak tabii ki hukuk her sorunu çözemez bu alanda disiplinlerarası bir çalışma ihtiyaç var' 

Çözüm önerilerini katılımcılarla paylaşan Moroğlu, 'Yine tek başına yeterli olmasa da en önemli çarelerden biri eğitim ve üniversitelerin yaptığı bilimsel toplantılardır. Özellikle öğretmenlerin eğitimi çok önemlidir. Bunun yanı sıra çok kararlı bir devlet politikasıyla birlikte koordine bir şekilde 6284 Sayılı Kanun'un ve İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması gerekir. Burada da farkındalık ve mevcut durumu görünür kılmak çok kritik' şeklinde konuştu.

'Engelli çocukların yetenekleri desteklenirse yaşıtlarından üstün duruma gelebilir'

Engelli çocuğu kabullenmenin güç olduğunu belirten Özel Eğitimci Şeref Baysal, 'Anne babalar bu durumu bir süre inkr etme yoluna giderek birbirlerini suçlarlar. Hatta ailenin sosyal çevresindeki bazı kişiler de ebeveynleri suçlama eğilimi içine girerler. Daha sonraki aşamada ise kabullenme ve çözüm arayışı vardır. Artık aile geriye kalan yaşamını engelli bireyin özel ihtiyaçlarına göre düzenlemek zorundadır. Aileler özel yaşamlarında, sosyal çevrelerinde, beklentilerinde, planlarında, iş yaşamlarında ve mali konularda büyük değişikliklerle karşı karşıya kalıyor' dedi.

Beyin implantları hafızayı yüzde 20 arttırıyor

Dünyanın yaşlanan nüfusu nedeniyle hastalıklar üzerinde yoğunlaşan bilim insanları, Parkinson ve Alzheimer hastalarının maruz kaldığı zihinsel ve bedensel fonksiyon kayıplarını minimuma indirmeyi amaçlayarak geliştirdikleri beyin imptlantlarının depresyon, bağımlılık, otizm, epilepsi ve konuşma bozuklukları gibi gündelik yaşamı kısıtlayan hastalıklara da çözüm olabileceğini keşfetti. Dahası gerçek sinir hücreleri gibi davranan yapay sinir hücreleri geliştirildi ve bu yeniliğin yakın bir gelecekte omurilik yaralanmaları ve Alzheimer için önemli ölçüde çözüm olacağı düşünülüyor.

Öte yandan bilim insanları beyne takılan implantlar aracılığıyla yollanan elektrik sinyallerinin, hafızanın yüzde 15 ila yüzde 20 oranında arttığını gösterdi. Hatta geçtiğimiz haftalarda Elon Musk'ın teknoloji şirketi Neuralink doğrudan beyne takılan bir implant ile sinir hücrelerine elektrik sinyalleri göndererek bozulan fonksiyonları iyileştirmeyi vaat etmişti. Tüm bu gelişmelerle insanların bilişsel yeteneklerinin arttırılması amaçlanıyor.

'SÜPER İNSAN'A ULAŞMAK İÇİN ADIM ADIM

Bu implant ve iskelet destek sistemlerinin yanı sıra süper insana ulaşmak için genetik bilimi de aynı hızla yol alıyor. İnsan Genomu Projesi genlere müdahale edilerek, daha dayanıklı, daha zeki ve daha yetenekli bebeklerin dünyaya getirilebileceğini paylaştı ve çalışmaların 15-20 yıl içerisinde net sonuçlara verebileceğini vaat etti. Ahlaki endişelerle karşı çıkılsa da bilim çevreleri kansere kesin çare bulunması ve hasar gören organların yeniden üretilmesi gibi hayati konular nedeniyle projeyi savunmaya devam ediyor.

YAKIN GELECEKTE GENETİĞE MÜDAHALE BEKLENMİYOR

Konuya ilişkin olarak, 'Teknolojinin gelişmesi ile biyolojik sistemlerimizin çalışma şeklini çok daha iyi anladık' diyen Disiplinler Arası Beyin Araştırmaları Derneği Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Korkut Ulucan şunları söyledi:

''Acıya ve yorgunluğa dayanıklı asker' ya da 'çok daha hızlı ve güzel çalım atan futbolcu yapılabilir mi?' konuları üzerine yıllardır düşünülüyor. Ütopya gibiydi fakat günümüzde teknolojinin de yardımıyla bunlar kısmen de olsa yapılabilir hale geldi. Asıl korku ise amaç dışı kullanım. Çünkü 'bunlar mümkün mü?' derken bugün olabileceğini görüyoruz. Genetik olarak da müdahale endişesi var fakat bunu çok yakın gelecekte mümkün görmüyorum. Bizim bir gene müdahalede bulunabilmemiz için o genin yapısını çok iyi biliyor olmamız lazım. Tek gen hastalıklarında bu mümkün ama süper zeki veya uzun boylu çocuklar gibi çoklu etki içeren sonuçlara kısa vadede ulaşılabileceğini düşünmüyorum.'

3. NÖROBİLİM KONGRESİ GERÇEKLEŞTİRİLECEK

Genetik ile ilgili konuların bilim çevreleri için hem endişe hem de umut konusu olduğunu kaydeden Doç. Dr. Korkut Ulucan, 'Bu tür konuların daha iyi anlaşılması için ülkemizde de en üst düzeyde konuşup tartışıyoruz.14-15 Aralık tarihlerinde Nişantaşı Üniversitesi'nde düzenleyeceğimiz 3. Nörobilim Kongresi'nde de geleceğin beyni, teknoloji ve beyin, genetik hastalıklar ve nörobilim gibi konuları 'Farklı Disiplinlerde Aynı Beyin' temasıyla 39 panel, 8 kurs ve 40 konferansta, 120 değerli akademisyenden dinleyeceğiz. Gelecek geldi, geç kalmamak adına bu çalışmaların artarak devam etmesi gerektiğini düşünüyorum' dedi.

Türk Ocakları Genel Merkezinden ‘Yardım Kampanyası’

Kış Geliyor... Türkmen kardeşlerimizin ısınma ve barınma ihtiyaçları artıyor. Türk Ocakları olarak bu kış, “TURAN ELİNE YARDIM KAMPANYASI” kapsamında Suriye’de bulunan Türkmen soydaşlarımıza yatak ve battaniye yardımı yapacağız.

Malatya Milletvekili Çakır’dan Şerifoğulları’na Ziyaret

AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Ahmet Çakır, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’nı ziyaret etti.

Şerifoğulları: ‘Önceliğimiz Vatandaşlarımızın Memnuniyeti’

Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, yaptıkları hizmetlerde vatandaş memnuniyetini önemsediklerini belirterek, "Halkımızın istemediği hiçbir hizmeti hayata geçirmiyoruz.

Malatya’ya gönül verenler Şehir gönüllüleri meclisinde

Malatya Kent Konseyi Şehir Gönüllüleri Meclisi istişare toplantısı yapıldı.

Elazığ Belediyesi Kış Hazırlıklarını Tamamladı

Elazığ Belediyesi, kış mevsiminin kendini hissettirmesiyle birlikte olası mevsimsel sorunlara karşı gerekli hazırlıklarını tamamladı.

Yeşilyurt Görme Engelliler Spor Kulübünden Vali Baruş’a Ziyaret

Vali Aydın Baruş, Türkiye Görme Engelliler Federasyonu Goalball 4. Lig Erkek müsabakalarında 3. Lige 2. Olarak yükselen Malatya Yeşilyurt Görme Engelliler Spor Kulübünü makamında kabul etti.

Süper Kahramanları, Hem Çalışıyor Hem de Eğleniyor

Yeşilyurt Belediyesinin Süper Kahramanları, Hem Çalışıyor Hem De Eğleniyor

65 Yaşındaki Hastayı Battalgazi Belediyesi ve 112 Ekipleri Kurtardı

Battalgazi Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğüne bağlı yol ve asfalt ekipleri ile 112 Acil ekipleri kardan dolayı mahsur kalan 65 yaşındaki bir hastayı kurtardı.

Malatya ve Yeşilyurt Mutfağını Dünya Tanıyacak

Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, Gastronomi Platformunun Kurulmasına Öncülük Etti

Kış Depresyonuna Karşı 4 Etkili Öneri

Sonbaharı geride bırakıp kış mevsimine girdiğimiz bugünlerde pek çok kişi kış depresyonuyla karşı karşıya.

Mahalle ve Malatya Hakkında Fikir Alış Verişi Yapmaktır

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Türkiye Muhtarlar Derneği Malatya Şube Başkanlığını ziyaret etti.

Toplam 14923 haber.